Türkiye'nin İslam coğrafyasındaki yeri farklıdır

Kültür Girişimi'nden AB'ye mesaj

KÜLTÜR GİRİŞİMİ, İstabul'da The Marmara Oteli Balo Salonu'nda 22-24 Kasım tarihleri arasında düzenlediği Kültürel Açıdan Avrupa Birliği'ne Yaklaşım konulu uluslararası sempozyumun bitiminde bir Sonuç Bildirisi yayınladı.

Ben bu bildirinin bazı maddeleri üzerinde yoğunlaşmak istiyorum.

AB'ye kültürel yaklaşımın, küreselleşme açısından da taşıdığı işlevi zaman zaman belirtiriz.

Sonuç Bildirisi'nin bence üzerinde durulması, tartışılması, savunulması gereken 5. maddesini ilginize sunuyorum:

‘‘Türkiye'nin üzerinde bulunduğu coğrafyadaki uygarlık ve kültür birikiminin evrensel özelliği, Doğu ve Batı kültürlerinin ortak, birbirini tamamlayan ve daha da zenginleşen kucaklaşmasıdır.

Türkiye'nin 'İslam coğrafyası' denilen haritada, diğer ülkelerden çok farklı ve dinsel dogmatizminden uzak bir toplumsal ve siyasal düzeni yaratmasının ve yaşatmasının temelinde 'insan odaklı düşünce derinliği' ve Anadolu hümanizması vardır.

Türkiye, başka hiçbir coğrafyada bulunmayan en değerli varlığını, yani tarihinden gelen uygarlık ve kültür zenginliğini, Avrupa Biriliği'nin kimlikli ve ayrıcalıklı bir üyesi olma 'kaynağı' ve potansiyeli olarak görmeli, korumalı ve değerlendirmelidir.’’

* * *

AB'
ye kültürel yaklaşımda, bizim onlara getireceğimiz zenginlik, laik bir İslam anlayışını o kulüpte de temsil etmektir.

Doğu ve Batı kültürlerinin sentezini, Batı yöntemleriyle gerçekleştirmiş bir Türkiye'nin kendine özgülüğü, AB'nin aradığı çeşitliliği gruba katacaktır.

Anadolu Hümanizması, uygarlık ve kültür zenginliğinin yarattığı bir hümanizmadır.

Batı kaynaklı hümanizma ile arasındaki benzerlik, hoşgörüyü, insana değer vermeyi ana kuralları arasında saymasıdır.

Farkı ise, değişik kütürlerin filtresinden geçmiş, birçok uygarlığın felsefesini özümsemiş olmasıdır.

Avrupa hümanizmasının her ülkedeki kaynağı ortaktır, bizimki benzersizdir.

İslam coğrafyası içinde yarattıkları da, AB'nin kültür haritasında özgün bir renk olacaktır.

Sonuç Bildirisi'ndeki 10. madde, ulusal ve yerel kültürlere gereken yeri vermektedir. Hiç kuşkusuz küreselleşme serüveninde, buna dikkat etmek, Kültür Girişimi'nin unutmaması gereken sorumluluğudur:

‘‘Kültür alanında 'çeşitlilik içinde birlik' görüşünden yola çıkarak küreselleşen dünyada, ulusal ve yerel kültür ve sanatlarımızın bir arada korunması ve gelişmesi sağlanmalıdır.’’

* * *

AB
kapısından içeri girerken, kültürel konumumuzun saptanması bu bildiride yapılmıştır.

Sanırım herkes bu görüşlere katılacaktır.
Yazarın Tüm Yazıları