Paylaş
Müşfik Kenter, Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi'nin düzenlediği 'İletişim ve Tiyatro' konulu söyleşide, stand-up'çılar ve Türk tiyatrosunun durumu üzerine tartışılacak, düşünülecek değerde iddialar ileri sürüyor.
Kenter, ‘‘Stand-up ile gerçek tiyatronun hiç bir ilgisi yoktur,’’ diyor.
Tek kişilik oyunların büyük ustası Müşfik Kenter'in bu tezinde gerçeklik payı var.
Stand-up, çağdaş meddahlıktır, iki türü birbirine karıştırmamak, belki de mukayese etmemek gerekiyor.
Ben stand-up'a çağdaş meddahlık olarak bakıyorum. Komedi ve doğaçlama unsurunu düşündüğünüzde, bu yoruma katılabilirsiniz.
Yazımda, stand-up ile tiyatro konusunda ancak bir seyirci kimliğimle düşüncelerimi aktarabilirim.
Seyrettiğiniz stand-up'çılardan en çok sevdiklerinizi burada tekrarlamaya gerek yok.
Ben başarılı olan tek kişilik oyunların bazılarını hatırlatayım:
Müşfik Kenter - Bir Garip Orhan Veli.
Genco Erkal - Bir Delinin Hatıra Defteri.
Savaş Dinçel - Sait Faik.
Dilek Türker - Sevdican.
Metin vardır, bunun üzerinde oyuncunun değişiklik yapma hakkı yoktur.
Oysa stand-up'ta doğaçlama, güncelin peşine takılma o türün gereğidir.
Müşfik Kenter'in bir saptaması beni çok üzdü, tiyatro sanatının geleceğine dair üzüntü duydum: ‘‘Son 35 yıldır tiyatroda çok şey değişti. Artık Türk tiyatro izleyicisi, sanatçıyı besleyemiyor. Ne parasal anlamda ne de duygusal anlamda... Eskiden yılbaşı, bayram gibi dönemlerde biletlerimiz karaborsaya düşerdi. Şimdi bayrama 10 gün kala salon boşalmaya başlıyor ve bayram ertesi 10 gün daha devam ediyor. Türk tiyatrosu tam gelişirken, özel televizyonların ortaya çıkması ile seyircisini kaybetti.’’
Daha korkuncu, artık tiyatrocular, tiyatro dışında bir geçim kaynağı aramak zorundalar, yaşayabilmeleri için.
Televizyon dizilerinin niteliği üzerine tartışma hakkımı saklı tutarak, özel televizyonların, TRT'nin tiyatroculara ekonomik katkıda bulunduğu gerçeğini unutmuyorum.
***
MEDYA sinemaya verdiği desteği, tiyatroya vermiyor.
Oysa, bir ülkenin sanat türleri arasında tiyatronun önemi büyük. Sadece oyuncu açısından değil, yazar açısından da.
Müşfik Kenter'den öğrenmek istediğim husus, genç kuşağın tiyatroya ne oranda ilgi duyduğu.
Karamsar tablonun iyimsere dönüşebilmesi için, televizyonların iyi tiyatroyu ekrana yansıtmasını öneririm.
Televizyonlar için dizilerden öte, iyi tiyatro eserlerinin, tiyatroculara çektirilmesi konusunda program yapılması düşünülebilir.
Müşfik Kenter'in söylediklerinden biri de yozlaşmadır, gerçekten de bu zevk erozyonu vardır, önlenemezse tiyatronun sonu gelir.
***
USTA, iyi bir oyuncunun, bir tiyatro adamının tiyatro üzerine söylediklerini tartışalım.
Paylaş