Paylaş
Şekeriniz var mı?
“Evet” diye yanıtladınız mı yasaklar listesi sayfaları bulur.
Bugün yazacağım kitabın adı:
Şekerin Tarihi
Kapakta ne yazıyor?
“Bu Tatlı Madde 2000 Yıl Boyunca Politikalarımızı, Sağlığımızı ve Çevremizi Nasıl Değiştirdi?”
Kitabı okuduktan sonra rejime başlamak zorunda kalabilirsiniz. Benim tavsiyem bir fincan sade Türk kahvesi için ardından da bitter çikolatayla ağzınızı tatlandırın. Kendinizi aldatmak istiyorsanız esmer şeker de kullanabilirsiniz. Espressoya yakışır.
Yazara göre şekersiz de yaşamak mümkünmüş:
“Uzun tarihlerinin çok büyük bölümünde insanlar rafine şeker olmadan da yaşamlarını gayet güzel sürdürebildiler. Ne de olsa rafine şeker tüketmeye mecbur olduğumuz bir besin değil. Toz şeker ilk kez MÖ 6. yüzyılda üretildi ama yine de sonraki 2500 yıl boyunca çoğu halkın beslenme rejiminde marjinal bir ürün olarak kaldı. Sonra birdenbire her yere yayıldı. Şeker nasıl oldu da yediğimiz tüm besinlerin içine sızmayı başardı, hastalıkları ve ekolojik krizi besleyip büyüttü?
Şeker sanayileşme, emek göçü ve beslenme değişiklikleri yoluyla bazı kültürleri yok edip, bazı kültürleri ise sıfırdan yaratarak her kıtada yaşamı dönüştürdü. Şeker servet kazandı, hükümetleri yozlaştırdı ve teknokratların politikalarını şekillendirdi. Dünyayı değiştirecek sonuçlar doğuran özgürlük çığlıklarını kışkırttı.”
Zaman Akışı başlıklı bölümü okurken dünya tarihinde şekerin yerini hayretle okuyacaksınız.
Başlıca Karakterler bölümünde ise şekeri dünyaya hâkim kılan adları öğreneceksiniz, siyasetçilerden tüccarlara kadar geniş bir liste.
‘Giriş’te şekerin önemini anlatan satırları siyasal tarih gibi okudum: “Şekerin hayatımızda ne kadar önemli olduğunu görmek için mutfak rafındaki paketlenmiş bir gıdayı alıp içindekiler etiketini okumamız gerekir. Şeker etiketlerinin neredeyse hepsinde yer alır. Şeker beslenme tarzımızı kökten değiştirmiş, kölelikle yakın ilişkisi nedeniyle insan ilişkilerini derinden etkilemiş yaygın bir çevresel bozulmaya neden olmuştur. Şekerin insanlık tarihinin bir bölümünde bilinmemesi dikkate alındığında bunlar şaşırtıcı olgulardır.
On dokuzuncu yüzyılın ortalarında şeker yirminci yüzyıldaki petrol gibiydi. Küresel güneyin en değerli ihraç malıydı.
Bu kitap sadece şekerle değil insan yapımı şekerin tarihiyle ilgili. Bu tarih şekeri üretmek için tarladan fabrikaya kadar yıpratıcı emek harcayan milyonlarca işçinin öyküsü; kölelerin çağdaş şeker kamışı ve şeker pancarı ilişkilerinin kendi şeker kamışını sanayicilere aktarmaktan çok kendi ham şekerini kendi imal etmekte direnen milyonlarca çiftçinin sergilediği direnişin tarihidir. Tipik olarak sıkı aile şirketleri içinde faaliyet gösteren sanayiciler de önemli aktörlerdir.
Bu kitapta dünyanın en önemli şeker hanedanlarının mensuplarıyla tanışacağız.
Mısırlı Kerimiler, Kıbrıs’taki Venetian Corner ailesi, Barbadoslu Lascelleer, ABD’deki Havemeyer ve Fanjul aileleri, Hindistandaki Birla ailesi.”
Kitabın ana bölüm başlıkları:
◊ Asya’nın Şeker Dünyası
◊ Şeker Batı’ya Gidiyor
◊ Savaş ve Kölelik
◊ Bilim ve Buhar Gücü
◊ Devlet ve Sanayi
◊ Kölelik Devam Ediyor
◊ Kriz ve Mucize Kamış
◊ Küresel Şeker, Ulusal Kimlikler
◊ Amerikan Şeker Krallığı
◊ Korumacılığın Yükselişi
◊ Proletarya
◊ Başarısız Sömürgeleştirme
◊ Kurumsal Şeker
◊ Doğadan Daha Tatlı
Kapitalizmin, sömürgeciliğin tarihini şeker ekseninde anlatan önemli bir kitap.
(Şekerin Tarihi, Ulbe Bosma, Çeviren: Yavuz Alogan, Say Yayınları)
Paylaş