Paylaş
Bu yıl ödül Yan Lianke’nin 1997 tarihli romanı ‘Günler Aylar Yıllar’ın çevirmeni Erdem Kurtuldu’ya verildi. Roman, Jaguar Yayınları tarafından yayımlandı.
Erdem Kurtuldu kimdir?
1981 yılında İstanbul’da doğdu. 2006 yılında Ankara Üniversitesi DTFC’nin Sinoloji bölümünden mezun olduktan sonra, Çin hükümetinden kazandığı bursla Pekin Dil ve Kültür Üniversitesi’nde Çince eğitimine devam etti.
2012 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Mo Yan’dan ‘Kızıl Darı Tarlaları’, ‘İri Memeler ve Geniş Kalçalar’, ‘Yaşam ve Ölüm Yorgunu’, ‘Değişim’, Yan Lianke’den ‘Patlama Kayıtları’, Yu Hua’dan ‘Kanını Satan Adam’ı Türkçeye çevirdi.
Ödül seçici kurulu aşağıdaki adlardan oluşuyor:
Doğan Hızlan (Başkan)
Sevin Okyay
Ayşe Sarısayın
Yiğit Bener
Kaya Genç
Ödül genel sekreterliğini de Nilay Kartal yaptı.
Ödül, Türkiye’nin ilk Kültür Bakanı olan ve 2008–2014 yılları arasında İKSV Mütevelliler Kurulu Başkanı olarak görev yapan Talât Sait Halman’ın anısına veriliyor.
Seçici kurulun ödül gerekçesi şöyle:
“Romanı Türkçeleştirmekteki özeni, mahareti ve yetkinliği göz önüne alınmıştır.
Koronavirüs, küresel ısınma ve kuraklık tehdidiyle geçen zor bir yılda yayımlanan, 72 yaşındaki bir adamın köpeğiyle birlikte hayatta kalma mücadelesini anlatan bu Çince romanı okumak bizi sarstı ve düşündürdü. Bir Samuel Beckett metninden çıkmışa benzeyen hep yenilmiş ama yeniden denemekten vazgeçmeyen bu kahramanın hikâyesini, iklim felaketinin sonuçlarına dair bir uyarı olarak okuduk.
Erdem Kurtuldu’nun ürkütücü ve zihinden çıkmayacak imgelerle örülü bu metnin kendine özgü temposunu büyük bir ustalıkla Türkçeye aktardığı kanaatindeyiz. Korkunçluğun da güzelliği olabileceğini hatırlatan roman, toplumsal bir alegoriyle, açlık ve susuzluktan ölmenin aşırı–gerçekçi anlatımını birleştiren zorlu bir metin.
Bu zorluğun üstesinden gelebilen Türkçe metin, bizlere hem kahramanımızın yaşama inadını hem de onu çevreleyen dünyanın yıkılışının ürpertisini hissettirmeyi başarabildi. Tüm umutların sona ermekte olduğunu ama hep bir biçimde filizlenen yeni yaşam biçimlerinin bir yerlerde kendi yolunu bulduklarını bize hatırlatan ‘Günler Aylar Yıllar’ı, ayrıca Çince edebiyatın Türkçedeki serüveninin geldiği yeri göstermesi açısından da önemli bulduk.”
Şimdiye kadar T.S. Halman Ödülü’nü kazananlar:
Siren İdemen
Ahmet Arpad
Fuat Sevimay
Ülker İnce
Ebru Erbaş
Kâmil Kayhan Yükseler
BİR BİLİM İNSANI: RUHİ KAFESÇİOĞLU
BİLİM insanı Ruhi Kafesçioğlu da (1919–2020) aramızdan ayrıldı.
Yakından tanıdığım biri olmasa belki de bu yazı yazılmayacaktı. Ne yazık ki bilim insanlarının, icatlarının, keşiflerinin adı bırakın yaşarken, öldükten sonra bile anılmıyor.
Özel söyleşilerinde, özellikle vurguladığı bir cümle vardı:
“Ben bir Anadolu çocuğuyum”.
Çevresinin ve meslektaşlarının açıkladığına göre alker diye bir keşfi varmış. Patentini almamış, eğer alırsam devlet ve başkaları yararlanamaz, demiş.
Bir yazısının başlığı: ‘Toprak, Alker ve Sürdürebilir Yapılar’.
Alker nedir? Toprak blokları ya da topraklı yapıları geliştirmek için yapılan çalışmalardan bir tanesidir.
Mimarlar Odası’nın kurucularından olan Kafesçioğlu için Mimarlar Odası’nda ‘Ruhi Kafesçioğlu 100 Yaşında’ toplantısı yapılmıştı.
Albümde YEM’de (Yapı Endüstri Merkezi) sevgili dostum Doğan Hasol’la birlikte fotoğraflarına baktım.
Papyon takması da beni ona yakınlaştırmıştı.
Meslektaşları bir kitaptan daima söz ederler:
‘Çağdaş Toprak Yapılar ve Alker – Uygulayıcının El Kitabı’.
Yaşamını, çalışmalarını, düşüncelerini öğrenmek için, “Yüksek Mühendis Mektebi’nden İstanbul Teknik Üniversitesi’ne Bir Dönüşümün Öyküsü ve Anılar” kitabı okunabilir. Kitabın ilk bölümünde, babasının sağlık müfettişi olması nedeniyle önce Kayseri, sonra Sivas’ta lise öğrenimini tamamladığı, kabul sınavlarını geçerek yatılı olarak Mühendis Mektebi’ne girdiği yazıyor.
Mimarlığı şöyle tanımlamıştı:
“Mimarlığın bir tarafı teknik, bir tarafı sanat”.
Anadolu’yu seven, Atatürkçü bir bilim adamını rahmetle, sevgiyle anıyorum.
Paylaş