Paylaş
Artık kitapların sayfaları aranacak. Çünkü içine her türlü zararlı fikir ve madde doldurulabilir.
Sizler, darbelerin bilinçaltınızda bıraktığı korku yüzünden, kitapların içeriklerinin sansür edileceğini sanabilirsiniz.
Hayır.
Hürriyet'in dünkü nüshasında okuduğum haber, kitabın yeni bir kullanım biçimini ortaya çıkardı:
Haberin başlığı şu:
Kitap sayfası arasında eroin kaçıracaklardı
İngiltere'ye yollanmak üzere paketlenen kitap ciltlerinin arasına zulalanmış 5 kilo eroin ele geçirildi.
Bu kaçakçılığı yapanlar bu ülkenin gerçeklerinin farkında değiller. Ne darbe görmüşler, ne sıkıyönetim yaşamışlar.
Kitap Türkiye'de en çok aranan, en az okunan, içindekiler, okurlardan çok emniyet mensuplarınca merak edilen bir metadır.
Kitabın, yanında taşıyana saygınlık kazandırdığı gibi de gerçek dışı bir kanaate sahipler. Şüphe çeken bir maddeyi yanınızda neden bulundurursunuz.
Fotoğrafta görmüşsünüzdür, bu açgözlü kaçakçılar cep kitabı yerine koskocaman albümü seçmişler.
Şimdi cep kitapları o kadar küçüldü ki, farketmezlerdi bile.
Kitabı seçmedeki yanlışlıkların nereden kaynaklandığını haberi okuyunca öğrendim. Kaçakçı, Kıbrıs asıllı bir İngiliz vatandaşı Yusuf Mustafa.
Sen bu konuda bir Türk danışman tutsaydın, sakın ha eroini kitabın içine koyma, eroinden aklansan bile, içindekilerden mahkum olursun diye uyarılırdın.
Seçtikleri kitap da sevgili dostum Ferit Edgü'nün Ada Yayınları'nda yayınladığı, konunun büyük ustası rahmetli Prof. Dr. Mazhar Şevket İpşiroğlu'nun Kara Kalem albümü.
İnanır mısınız, uzmanlar ve kitap kurtları dışında çok az kişi bu albümü bilir.
Biz hep opera dinleyen Mafya babalarından söz ederiz, bizimkilerin cahilliğine üzülürüz.
Ne var ki eğer bir rastlantı değilse, ilk kez bir entelektüel kaçakçı ile karşı karşıyayız.
* * *
KİTAPLARIN başına gelenlerden büyük bir kitap çıkar ortaya.
Yüzyıllar boyu insanların başına açtıkları beladan (!) ötürü bu hale düşmüşlerdir.
Formika mobilyaların doldurulduğu, berjer taklitlerinin nerdeyse tavana değdiği, sonradan görmelerin döşediği evlerde bir kaç ciltli kitap bulunur. Zavallıların sayfaları, açılmamaktan birbirine yapışmıştır.
Asıl şimdi gelelim, beni çıldırtan, kitabın dekorasyon amacıyla kullanılışına.
Deri ciltli kitaplara rastlarsınız. İçini açtığınızda içki şişeleriyle karşılaşırsınız. Cildin üstünde de yaldızla ya Shakespeare yazar veya Dickens.
Bari içkiye dair bir kaç sayfa koysalar da, kitabı isli kimliğinden uzaklaştırmasalar.
Orta Çağ biteli ne kadar oldu bilemiyorum ama, bizde de bir zamanlar epey kitap yakıldı.
Herkes evindeki kitapları sobaya attı. Sanırım Tüirkiye'deki ilk hava kirlenmesi (!) de o zaman oldu.
* * *
ÇELİŞKİLERİ sinesinde barındıran garip bir nesne.
İlk yakılacaklar arasında onun adı geçer, çağları değiştirdiği için saygı görür.
Bazan yakılır bazan korunur.
Gene de hayatı istikrarlı değildir. Hele istikrarsız rejimlerde.
Paylaş