Sponsor meselesi

İSTANBUL’da İKSV’nin (İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı), İzmir’de İKSEV’in (İzmir Kültür Sanat ve Eğitim Vakfı), Ankara’da Sevda-Cenap And Vakfı’nın çalışmalarının, müziğimiz, sanatımız, tiyatromuz, resmimiz için taşıdığı önemi tekrar etmeye gerek yok.

Haberin Devamı

Ancak bir açıdan da gerek var. Sponsorluğun gerekliliğinin, festivallerin devam etmesi için şart olduğunu anımsatmak.
İKSV, bu kuruluşlar içinde birkaç festivali, üst düzeyde gerçekleştirme başarısını gösteriyor.

Klasik müzik, caz, sinema, tiyatro, bienal.

İKSEV’in de İzmir’de iyi bir festival düzenlediğini, uluslararası değerde orkestralar, topluluklar, solistler getirdiğini de biliyoruz.

Sevda Cenap And Vakfı da yıllardır zor koşullarda festivali sürdürüyor. Kitaplar yayınlıyor, ödüller veriyor.

Bunların üç şehirle sınırlı kalmasını istemiyorum.

Zengin sanayi kentlerinin vakıflar kurarak, festivaller düzenlemesi girişiminde bulunmalarını öneriyorum.

Bakın Hüseyin Başkadem adlı bir müzik öğretmeni, doğduğu kent Afyon’da on yıldır festivaller yapıyor. Klasik müzik festivali, caz festivali.

Sanatçıları, yazarları konuk ediyor, okullarda öğrencilerle buluşturuyor.

Neden Anadolu’nun başka şehirlerinde bunlar olmuyor?

* * *

YEREL yönetimlerin bu konuda duyarlı olmaları, festivaller düzenlemeleri gerekiyor. Düzenleyenler var.

Antalya’da film festivali, televizyon ödülleri, Altın Portakal Şiir Ödülü yapılıyor. Kentin adı sanat alanında da duyuruluyor.

İzmir Büyükşehir Belediyesi ile Konak Belediyesi, kültüre katkılarını sürdürüyor.

Konak bu konudaki çalışmalarını düzenli biçimde yürütüyor.

Ahmet Piriştina zamanında yayımlanan İzmir kitapları çıkmıyor mu, yoksa biz mi ulaşamıyoruz, yoksa bize mi ulaştıramıyorlar, bilmiyorum. Bir kenti tanıtmak için önemli bir yayın dizisiydi.

Bütün bunların gerçekleşmesi için sponsorluk kurumunun sağlıklı, özverili biçimde işlemesi gerekiyor.

Ben bazı kurumların orkestraları olmasını da sponsorluk şemsiyesi altında yorumluyorum.

Sponsorluk meselesi elbette sadece festivaller söz konusu olduğunda gündeme gelmiyor. Özel müzelerin önemli uluslararası sergilerinde de gereksinim duyuluyor.

Kültür Başkenti İstanbul 2010, bu yılın sonunda bitmeyecek, duyduğuma, edindiğim bilgiye göre, 2011 yılının ilk altı ayında da devam edecekmiş.

Bu bittiğinde, bugün gördüğümüz, dinlediğimiz birçok etkinlik, konser gerçekleşemeyecek.

* * *

SPONSORLUK üzerine hepimiz düşünmeliyiz. Kurumlar da düşünmeli, bulundukları ÅŸehrin kültürüne uzak, ilgisiz kalmamalılar.Â

Yazarın Tüm Yazıları