Paylaş
Tatil yapmayan, ter içinde çalışan, ya da güneşi, denizi klimalı odaların pencerelerinden gören okurlarımdan özür dilerim.
Çünkü bugün tanıtacağım kitap, tahrik edici unsurlar taşıyor.
Gürol Sözen'in Ege'den Akdeniz'e Mavi Uygarlık kitabı, anlatımıyla, fotoğraflarıyla, sanat tarihi yönüyle, bugünüyle, şarap içeceğiniz meyhaneleri, balık yiyeceğiniz lokantaları, yüzeceğiniz billur gibi koylarıyla sizi denize, avareliğe çağırıyor.
Benim gibi; gezdiğiniz yerlerin tarihini, geçmişini, bugününü öğrenmeye meraklı biriyseniz, bir kahvehanede köpüklü kahvenizi içerken, dünle birlikte bugünü de yaşamaktan keyif alıyorsanız, Gürol Sözen'in Mavi Uygarlık'ı sizin için ideal bir rehber.
Tarihi kuru kuru anlatan bir kitabın, uzmanlar dışında pek talibi olmaz. Soğuk seminer çalışmalarını andıran kitaplar erbabının olsun.
Ben mitolojiyi çok severim, çünkü onun kahramanları, bizim gibi her türlü kötülüğü ve iyiliği içlerinde barındıran yaratıklardır. Her birinde insanoğlunun bir yönünü görürüm.
Sözen, ‘‘Kitabımı, sığınacağı limanları doğa, kültür ve sanatta arayanlara adıyorum,’’ diyerek yazıya başlamış, ‘‘Söylenecek son sözüm de, iyi yolculuklar olmalı,’’ diye bitirmiş.
Yolunuz uzun, neyse yol arkadaşınız Gürol Sözen tatlı dilli, her molada size anlatacak bir öyküsü var. Bilgiden yorgun düştüğünüz anda, sizi hemen bir lokantaya götürüyor, bir acı kahveyle gönlünüzü alıyor.
Evet yolunuz epeyce uzun. Dardanos'tan yola çıkıp Assos'a, oradan Cunda Adası'na, Bergama'ya doğru gideceksiniz. Kuşadası'nın cümbüşüne şaşırıp, Bafa Gölü'nün çevresini dolanacaksınız.
***
MAVİ Yolculuk başlıyor.
Azra Erhat, bugün artık modayla karışık bir durum arzeden Mavi Yolculuk hakkında yıllar önce bakın ne yazmış:
‘‘İlk Mavi Yolculukları yaptığımız yıllarda, bizim kiraladığımız teknelerdeki ilkel yaşamdan dolayı bizimle alay eden edeneydi. Bir dağın tepesinde yıkık bir anıt görmek için çektiğimiz çileye, göze aldığımız yorgunluğa katlanılmaz diye düşünenler çoğunluktaydı.
Mavi Yolculuğu anlatmak zordur, Mavi Yolculuğu yaşamak gerek.’’
Gürol Sözen'den de bu yolculuğun adabını, tadını nasıl çıkaracağınızı öğrenebilirsiniz.
Söylenceler, bilgimizin de, yaşamımızın da baharatıdır. Hem hayal gücümüzü besler, hem de katı gerçekleri süsler.
Çok tanrılı dönemden bugüne, Ege ve Akdeniz'in insanı coşkuya, çılgınlığa çağıran sesine kim hayır diyebilir?
Sanat tarihi, mitoloji, bugünün mekanları ve insanları, hepsi birbirine yaslanarak bu uygarlığı yaratmış.
Bozcaada'dan Gökçeada'ya kadar çektiğiniz çizgi, ulusların ortak yaşama biçiminde uzlaşınca nasıl dost olduğunu herekese ilan ediyor.
Evet, bazan bir yer, bir simgeyle varlığını sürdürür:
‘‘Ya Bergama halıları!..
Bir kenti tek başına kilim ve halısının özelliği ayakta tutabiliyorsa, bunun bir önemi olmalı.’’
Halikarnas Balıkçısı'nı da okuyun. İngiltereden tohum gelecek diye saatlerce postahanede bekleyen bu adamın hiç olmazsa öldükten sonra değerini bilin.
***
MAVİ Uygarlık'ın sonunda bir de fırtına haritası var, teknenizle sığınacak koy aramayın diye bunu da bir hatırlatayım dedim.
Gürol Sözen'in kitabıyla hem bilgilenecek hem gezeceksiniz.
(Ege'den Akdeniz'e Mavi Uygarlık, Gürol Sözen, Akbank Yayınları)
Paylaş