Kitaplığımdaki kitaplardan birinin içinde şöyle bir ithaf var:
“Doğan Hızlan’a. Bu yolda yürümesi şevk ve temennisiyle.” Kitabın adı İşaret, şairi de Baki Süha Ediboğlu. Onu yakından tanıdım, radyodan sesini dinledim. Özel konserlerde okuduğu şiirler hâlâ belleğimdedir. Nihayet Toplu Şiirler’i basıldı: Beni de Alın Koynunuza Hatıralar. Ediboğlu’nun birçok şiiri de Türk müziği bestecileri tarafından bestelenmiştir. Kitabın çıkışı için bir gece düzenlendi: Gecede eşi Afife Ediboğlu, kızı Ayşe Ediboğlu da vardı. Sunuş’ta şair için bakın neler yazılmış: “Baki Süha Ediboğlu, bir kuşağın ve entelektüel sofraların sevilen şairi ve sesinin ulaştığı her yerde sanat köprüleri kuran değerli radyo spikerlerindendi. Pek çok insanla dostlukları ve radyo sohbetleri ses getirdi. Yahya Kemal’den Falih Rıfkı Atay’a, Peyami Safa’dan Ahmet Muhip Dıranas’a, Faruk Nafiz Çamlıbel’e, Orhan Kemal’e, Cahit Sıtkı Tarancı’ya... 30’lu yıllarda başlayan yazı ve söz hayatı, 15 Eylül 1972 yılında İstanbul’da vefat edene kadar devam etti. Ve edebi dünyamızdan şiirleri, hikâyeleri, güfteleri ve radyo dinletileriyle Baki Süha Ediboğlu geçti.” Ediboğlu, 24 Nisan 1915’te Antalya’da dünyaya geldi. 15 Eylül 1972’de İstanbul’da vefat etti. Babasının ölümü üzerine, Antalya’dan İstanbul’a geldi, gazetecilik yaptı, sonra radyoculuğu seçti. Radyoda yaptığı sanat, kültür programlarıyla büyük bir dinleyici kitlesine ulaştı. Türkiye’nin tanınmış şairleri, bestecileri ile dostluk kurdu. Herkesin dinlediği, evinde tek iletişim aracı olan radyoda 45 hafta, şiir programını sürdürmenin bugün de büyük başarı olduğunu söylemeye gerek yok. Ediboğlu, programı aşağıdaki veda cümleleriyle bitirmişti: “Bu hafta, bu son programda sizlere sizin istediğiniz birkaç şiirle veda etmek istiyorum. İleride başka zamanlarda, başka programlarda buluşmak ümit ve dileği ile...” Mezar taşına aşağıdaki şiiri yazıldı: “Bir gün sana da gelir şu deli yağmur, / Akan yıldızlar boyunca serpilen nur / Aynı yerde birleşir karışık yollar, / Aynı suda aynı gökte aksimiz var.” 1942’de yayımlanan ilk kitabı Cenup’ta dönemin şairlerinin esintisi sezilir, belki Tarancı izlerinin de görüleceği şiirlerde bilhassa II. Dünya Savaşı’nın karamsarlığı onda da görülür. Hatıralar şiiri en popüler şiirlerinden biridir, tanburi Selâhattin Pınar tarafından bestelenmiş, bestecinin isteği üzerine mezar taşına da yazılmıştır. Son dörtlüğü şöyle: “Beni de alın ne olur/Kolunuza hatıralar... / Ve bu ömür tükenecek / Yolunuza hatıralar...” İkinci kitabı Gece Yağmuru’nun yayınlandığı yıl 1947. Eylül’den Sonra, şiirinin duyarlı, şiir severlere seslenen bir şiir olduğunu gösterir: “Sonbahar... Bahçeler yaprak mahşeri. / Başlıyor denizin sihirli raksı. / Avare kuşlar peşine düşüp, nereye yolculuk bu akşam vakti?” 1953’te yayımlanan İşaret, onun şiir yaşamında olgunluk döneminin ürünleridir. Özellikle yaşadığı İstanbul ve Antalya’yı anlatan şiirlerini şiir severler beğenmişlerdir. “İstanbul’da dün dolaştım / Sularından tas tas içtim. / Emirgan, Sarıyer, Kandilli / Oradan Üsküdar’a geçtim. Gözlerime dolan bulut / Sıyrılıp açıldı: / Minareler, saraylar / Çeşmeler, mezarlar / Sularla çevrili / Bu engin hudut.” Karanlıkta Geçen Gemiler son şiir kitabı. Yayınlandığı yıl ise 1953. Baki Süha Ediboğlu’nun hiçbir yerde yayımlanmamış şiirleri de yer alıyor kitapta. Kitabın Güfteler bölümünün özellikle okunmasını isterim. Bu güfteler Türk müziğinin çok önemli bestecileri tarafından bestelenmiştir. Bazılarının adını vereyim; sözkonusu bestekârların isimleri bile, nasıl güfteler olduğunun ispatı sayılacaktır: Selâhattin Pınar, Alâeddin Yavaşça, Selahaddin Erköse, Avni Anıl, Cevdet Çağla, Melâhat Pars, Refik Fersan, Şekip Ayhan Özışık, Nuri Halil Poyraz. Şiir severler, Ediboğlu’nu bilenler bu toplu şiirleri sevecektir.
DOĞAN HIZLAN’IN SEÇTİKLERİ
Öykü Terzioğlu Nazım Hikmet ve Sömürgecilik... Phoenix Rainer Maria Rilke Orpheus’a Soneler YKY Leziz Onaran Yaşamak Sorumluluktur Bilgi Yayınevi Giddens Sosyoloji, Başlangıç Okumaları Say Orhan Karaveli Ali Kemal Doğan Kitap