Paylaş
Sempozyumun mottosu; Ötekilere Yazmak’tı.
Üniversitelerin iyi yazarlar hakkında sempozyum düzenlemeleri, öğretim üyeleri, akademisyenler dışında eleştirmenleri, araştırmacıları hatta yazarın varsa dostlarını da çağırmaları desteklediğim bir davranış.
Artık bütün dünya gibi bizde de yuvarlak yıldönümlerinde yazarlar anılıyor, dergilerde özel sayılar düzenleniyor.
İyi yazar Sevim Burak’ı da, özellikle genç kuşak okuyarak, ona çok yeni ve farklı yaklaşımlar sunacaklarından kuşkum yok.
Sempozyumu, Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü hazırladı.
Konuşmalarda, Sevim Burak’ın oğlu A. Karaca Borar ile kızı Elfe Uluç’un konuşmaları elbette, onun kişiliğinin zengin yönlerini bize aktarıyordu.
Sevim Burak’ın kitapları üzerine çalışmaların konuşulduğu sempozyumda ben de Tanıdığımız Sevim Burak bölümünde konuştum.
Bu başlık altında konuşan diğer arkadaşlarım da Cevat Çapan ve Selim İleri idi.
Konu başlıklarına baktığınızda iyi hazırlanmış, yazarı bütün ayrıntılarıyla tanıtan bir sempozyum olduğuna karar verdi dinleyiciler.
Bir de Sevim Burak Belgeseli gösterildi.
Sedad Hakkı Eldem Oditoryum’u dolmuştu.
Bu da gösteriyor ki, üniversitelerimizin seçtiği iyi yazarlar, emek verilmiş sempozyumlar ilgilileri salona çağırabiliyor.
OTURUM başkanlarının adını yazmakla yetineceğim.
Abdullah Uçman, Handan İnci, Merih Tangün, Ali Akay.
Benim tanıdığım Sevim Burak, dış görünüşüne önem veren, hep bakımlı bir kadındı.
Çekiciliğini ve güzelliğini abartmadan öne çıkarmasını bilirdi. Kızgınlığını, öfkesini, övgüsünü de saklamazdı. Gerek gündüz saatlerinde gerek gecenin geç saatinde hep canlıydı.
Ev ziyaretinde bile onu, bir çekime hazır bulurdunuz.
Yazarın yaşadıkları ile yazdıkları arasındaki bağlantılar her zaman kuvvetli değildir ama bu Sevim Burak’ın yazdıklarında kuvvetliydi.
İçinde yaşadıklarını özgün bir üslupla aktardı bize.
Kozmopolit İstanbul’un renkliliğini yansıttı.
Artık olmayan, rastlanmayan bir dünyanın unutulmaz tanığıydı.
Yalnız iyi bir edebiyat ürününü okumak için değil, İstanbul’un bir semtini tanımak için de onu okumak gerekiyor.
Hayata, topluma, içinde bulunduğu ortama duyargaları açık bir yazardı.
Edebi tanıklığı böyle ifa ederdi.
SEMPOZYUMU hazırlayanlara teşekkür ederim.
Hiç kuşkum yok, Sevim Burak’ın yeniden okunmasını sağlayacaklardır.
Paylaş