Seramik, politika ve Sadi Diren

TÜRKİYE'DE seramik denilince akla gelen birkaç önemli addan biri Sadi Diren'dir. Uluslararası sergilerinden, çalışmalarından, ününden söz etmeye gerek var mı, bilmem...

Abide-i Hürriyet Caddesi'ndeki Bolkan Center'ın içinde bulunan Art Home Sanat Galerisi'nde Sadi Diren'in seramik sergisini gezerken; Anadolu uygarlığını toprağa geçirişini, duyargaları açık bir aydın kimliğinin eserlerine yansıyışını hemen fark ediyorsunuz.

Sadi Diren, Bozcaada'da çalışıyor, daha doğusu çalışıyordu demek gerekiyor, çünkü vergilerin, koşulların ağırlığı onu üretimden uzaklaştırmış.

Sadi Diren'in eserlerinden bazılarının bulundukları yerleri anımsatalım. Bundan sonra dikkatinizi çekeceğini umarım.

Strasbourg Avrupa Konseyi Binası'nda, Ankara'da Cumhurbaşkanlığı Köşkü'nde, İstanbul Atatürk Kültür Merkezi'nde seramikleri bulunuyor.

O duvarlara sanatın büyüsünü kazımış bir sanatçı.

Galeri'de Kibele yapıtına bakarken; böyle bir eserin büyük bir kurumun, bir holding binasının girişine ne kadar yakışacağını hayal ettim.

* * *

SADİ DİREN'le birlikte sergiyi gezerken, bir sanatçı sorumluluğunu vurguluyor:

‘‘Hangi sanatçı yaşadığı toplumun, çağın sorunlarını görmezlikten gelebilir?’’

Sergideki belirgin tema, parçalanmışlık ve beraberlik. İki karşıt kavramın bir sanatçının yapıtlarında birleşmesi, ister istemez bu kavramlar üzerine sizi düşündürüyor.

Emre Zeytinoğlu, Sadi Diren Retrospektif Sergisi kitabı için yazdığı yazıda, Diren'in eserlerini yorumlayabilmemiz konusunda önemli ipuçları sunuyor.

Sergideki boğaları derinliğine kavrayabiliyorum bu açıklamadan sonra.

Zeytinoğlu'nun yazısındaki; ‘‘Yaşamdaki şablonların dışlandığı ve özgürce saptanmış kuralların belirlediği bir oyun, içinde sert ve güçlü bir politikayı da barındıracaktır.’’ saptamasını sergiyi gezerken unutmamaya çalıştım.

Sadi Diren, bir konuşmasında da; eserlerinde genel olarak milletin ezilmişliğini, devletin halkı kullanışını, işlediğini söylemektedir.

Hepimiz yaşamımızın belki tamamının belki de bir bölümünün kısırdöngü içinde geçtiğini fark etmeliyiz. Bütün bunları onun kısırdöngü adlı eseri önünde hissettim.

İki tane kristal ayna üzerine seramik rölyef var, biri parçalanmışlığı diğeri beraberliği simgeliyor. İkisi bir arada, çok beğendiğim bir eser.

Oturan boğalar... İşte humor'un izdüşümünü gördüğüm eser...

Sergiyi gezerken, siz onları başka bir hayvana da benzetebilirsiniz, yorum özgürlüğünüzü kullanın.

Kafeslerine gelince...

Modern çağda, bir kafes içinde yaşadığımızı/yaşatıldığımızı itiraf ettiren iki önemli eser.

* * *

SADİ DİREN, seramik sanatının önemini vurgularken, aynı zamanda sanatın özünü zedelemeden nasıl politik mesajlar verilebileceğini, Doğu/Batı uygarlığı kesişmesinde özgünlüğün ne demek olduğunu eserleriyle gösteriyor. Seramik sanatının doruğundaki bu yapıtları görün.
Yazarın Tüm Yazıları