Paylaş
Çocuklarımızda, gerek evde gerek okulda doğa sevgisi, bu konuyu işleyen kitaplar ve görsel malzemeler sayesinde gelişir.
Yaşar Kemal’i okuyan birinin, tek ağaca, tek bitkiye bile zarar vereceğine inanmıyorum.
Dede Efendi’den Vivaldi’ye uzanan besteciler bize müzik zevkiyle doğa tutkusunu aşıladılar.
Türk müziğinden, Batı müziğinden doğaya, mevsimlere dair şarkılar var; onları dinleyenler doğanın bir ülkenin yaşamındaki yerini, önemini bilirler.
Bizim yayıncılık dünyasında, bu konuya dair yerli ve yabancı yazarların birçok kitabı vardır. Kitap fuarını ziyaret eden küçük ve büyük kitap meraklıları bu konuda zengin bir kitap listesini görmüşlerdir.
Doğa olayları, bunların kaynakları, iklim değişmeleri, bugün yaşadıklarımız kitaplarda anlatıldı. İklim üzerine birçok kitap yayımlandı, gelen tehlike, seller ve birçok doğa felaketi konusu işlendi.
Kaçımız bu kitapları okuduk? Doğaya sadece güneş, deniz, yağmur ve kar olarak baktık. Günlük yaşamımızı da dış saptamalarla düzenledik.
Televizyonda görüyorum, gazete haberlerinden okuyorum, yaz yığılmalarına bir anlam veremiyorum. Bu tavırları bir ihtiyaçtan çok ne yazık ki bir moda gösterişi olarak yorumluyorum.
Doğanın biraz da keşif duygusu taşıdığı gerçeğini bilenimiz çoktur ama son zamanlarda aynı yere yönelimi izleyince bu duygunun yok olduğu kanısına vardım.
Ünlü, iyi bir yazarın kitaplarını basan yayınevi (Taze Kitap) bana çocuk kitaplarını da gönderdi.
‘Bebebiyat’ dizisinden ‘Orman Kitabı - İlk Hayvan Kitabım’...
Kitapta hayanlar hakkında kısa, ironik tanıtım bilgisi ve çizimleri var.
‘Ağaç Atlası’, Dr. Fatih Dikmen, Resimleyen: Sümeyye Eroğlu
52 ülkeden 52 güzel ağaç...
Hangi ülkeler çizilmiş, anlatılmış: Afrika, Asya, Avrupa, Kuzey Amerika, Güney Amerika, Avustralya...
O ağaçları tanıyoruz, çizimlerini görüyoruz.
KORONAKARİKATÜR GÜNLÜĞÜ: MEHMET SELÇUK
GÜNCELLİK, yaşadıklarımızın sanata da yansımasıdır.
Karikatürist Mehmet Selçuk’un ‘Koronakarikatür Günlüğü’nün kapağını tanıtalım:
23 Nisan töreninde Atatürk büstüne çelenk konmuş, çocuklar ellerinde çiçekle gelmişler, öğretmenleri bir taburenin üstüne basıp büste bir maske koyuyor.
Albümün başında Denizli Merkezefendi Belediye Başkanı Şeniz Doğan’ın bir sunuş yazısı var:
“Merkezefendi Belediyemizin ilk kültür sanat yayınıyla sizlere ‘merhaba’ demenin heyecanını ve mutluluğunu yaşıyoruz.”
Mehmet Selçuk, 24 Haziran 1967’de Yatağan - Muğla’da doğdu. İlk karikatürü 1983’te Gırgır Dergisi’nde yayımlandı. 1988’de Gazi Üniversitesi G.E.F. Resim Grafik Ana Sanat Dalı Mürşide İçmeli - Behiye Eyikan Atölyesi’nden mezun oldu.
Pandemi döneminde çizdikleriyle uluslararası alanda büyük övgü toplayan Gürbüz Doğan Ekşioğlu, Selçuk için şöyle diyor:
“Karikatürist dostum Mehmet Selçuk, yaklaşık bir yıldır dünyayı etkisi altına almış olan ‘Pandemi’ sürecine ilişkin çok sayıda karikatür çizmiştir. Bu karikatürlerin kitaplaştırılarak gelecek kuşaklara belge bırakacak olması çok değerlidir.”
Kitabın başında karikatürist üzerine yazılar bulunuyor.
Karikatürcüler Derneği Başkanı Metin Peker’den notlar:
“Sanat insanın kendisinde başlayıp kendisinde bittiği yerdir. Bunu hangi ölçüde derin ve incelikle yapabilirse kalıcı ve iz bırakıcı olur. Mehmet Selçuk’un karikatürleri de,
Celâl Sılay’ın
‘Kendini bulduğun zaman / Sende başlar mekân / Sende biter zaman’ mısralarında kendini bulan, bir mekân ve zamanda bulup biten o hünerler âlemine aittir...”
Kitabı annesine ithaf etmiş.
Karikatürlerden:
Benimki ergenlik sivilceleri virüs değil yaaaa.
Doktor virüse ne diyor? ‘Olmak ya da Olmamak İşte Bütün Mesele Bu.’
Eski âşıklar birbirine mendil atardı şimdi maske atıyorlar.
Halaydakilerin hepsi maskeli halay başı meskeyi çıkarmış mendil gibi sallıyor.
Biri uçurtma uçuruyor, diğerinin de uçurtması maske.
Pandeminin karikatürleri bizi biraz güldürecek.
T.C. Denizli Merkezefendi Belediyesi Kültür Yayınları
Paylaş