Paylaş
Türk müziğinin önemli bir adıydı, besteciliğiyle, icracılığıyla, televizyon programlarıyla.
Yıllar önceki bir yazımda ilk cümlem şöyle:
“Bazı müzisyenler sazlarıyla bütünleşirler, onlarsız yaşayamazlar, hayatını anlamlandıran o sazdır. Dertlerini söyler, mutluluklarını duyurur.”
‘Altmış Yıllık Aşk’ CD’sini dinlerken bir ömrün özetini öğrendim. Onun içinde solo icraları, besteleri de yer alıyordu.
CD’nin başında ‘Tanburuma’ adlı şiirini okumuştu:
Yıllarca sevgilimdi çeken o’ydu nazımı
Öldüğüm gün benimle gömün kabre sazımı
Başka ellerde kalıp arakamdan ağlamasın
Görmesin artık benim Tanbûr’suz enkazımı
Kucağımda yatırdım, ellerimde inlettim
Güzel hazîn sesini her âşığa dinlettim
Bana şiir yazdırdı, bana şarkı yazdırdı
Hassas nağmeleriyle ruhumu serinlettim
*
Büyük ustalardan dersler aldı; bu adlar arasında Şefik Gürmeriç, Kemal Gürses, Hüseyin Sadettin Arel, Dr. Suphi Ezgi, Laika Karabey vardı, dersleri İzzettin Öte ile sürdürdü.
Unutamadığım televizyon programlarından biri; ‘Taş Plaktan Bugüne’ydi. Unuttuğmuz birçok sanatçıyla sohbet eder, sonra da sanatçıya tanburuyla eşlik ederdi.
‘Altmış Yıllık Aşk’ albümünde neleri icra etmişti:
*
LALE MUMCU BAŞEL SÖYLÜYOR
*
İyi bir solistten, iyi bir repertuar.
(TRT Arşiv Serisi Türk Sanat Müziği Solo Albümler Serisi)
Paylaş