Paylaş
Portakal, 1914’ten bu yana müzayede, antika, özgün sergiler konusunda öncü bir kuruluş. Çıkardığı dergiyle, yayımladığı kitaplarla alanında öncülük görevini üstlenmiştir.
Gençliğimde okuduğum gazetelerdeki önemli müzayede ilanlarının altındaki büyük harflerle yazılmış tek kelimeyi anımsarım: “PORTAKAL”.
Portakal’a sadece ticari bir kurum olarak bakmamak gerekir, müzayedeciliğin, değer biçmenin, değer vermenin uzmanlığını da yerleştirmiştir.
Yervant Portakal, antikacılık ve müzayedeciliğe Kapalıçarşı’da başladı. Tanınmış kişilerin müzayedelerini düzenledi.
Aret Portakal, baba mesleğini devam ettirdi, Sadrazam Kâmil Paşa’dan Ahmet Dallı’ya kadar toplumca tanınan kişilerin müzayedelerini yaptı.
Üçüncü kuşaktan olan Raffi Portakal, kendi galerisini 1973’te açtı.
Aynı galeride seminerler vermeye başladı. İstanbul Antika ve Sanat Fuarı müzayedelerini yönetti.
Müzelere, özel kurum ve koleksiyonlara sanat danışmanlığı yaptı.
Arden Yervant Portakal, aile mesleğini uzun yıllardır Amerika Birleşik Devletleri’nde sürdürüyor.
Ailenin dördüncü kuşağı Maya Portakal, 2007 yılında Raffi Portakal ile çalışmaya başladı. Portakal Sanat ve Kültür Evi, 1996-2010 yılları arasında üç ayda bir yayınlanan P Dünya Sanatı dergisini Türkçe ve İngilizce olarak çıkardı.
1999 yılından itibaren de P Kitaplığı etiketiyle çeşitli kitaplar yayımladı.
* * *
YÜZÜNCÜ Yıl dolayısıyla dört kitap yayımlandı.
Önce kitapların adını vereceğim. Daha sonra da içerikleri konusunda da bilgilendireceğim:
Raffi Portakal / Portakal’ın Yüzyılı - Enis Batur.
Osman Hamdi Bey - İzlenimler / 1869-1885 - Edhem Eldem.
Vollard - Bir Tablo Satıcısının Anıları, Çeviren: Esra Özdoğan.
Duveen - Antikacıların Pîri, S.N. Behrman, Çeviren: Celâl Üster.
Dört kitap da Doğan Kitap tarafından yayımlandı.
Enis Batur’un hazırladığı, soru-cevaplardan oluşan Raffi Portakal - Portakal’ın Yüzyılı kitabı, bir kurucuyu, bir kurumu tanıtmasının ötesinde, sektörün gelişimi, var oluşu ve Türkiye’deki bir asırlık sanat serüvenine de ışık tutuyor.
Enis Batur gibi iyi bir şairin, yazarın, birikim sahibi bir ismin bu kitabı hazırlaması, doğru, isabetli bir seçim olmuş. Çünkü aksi halde soru/cevap biçiminde kuru bir söyleşi kitabı düzeyini aşmaz ve bir kurumun iyi anlatılamamış bir hikâyesine dönerdi.
Raffi Portakal, kitabın oluşumunu anlatıyor: “Bu anlatıyı biçimlendiren Portakal’ı bir kurum olarak merkeze koymak ama aslen onunu çevresinde gelişen aile hayatını, kenti, kültür ve beğeni dünyasını aktarmak istedim. Enis Batur bu amacıma uygun bir üslup olarak söyleşiyi önerdi ve 19 seansta altından kalkacağımız bir dizi tema kurguladı.”
Enis Batur, Önsöz’ünde çalışmanın özüne değiniyor: “Raffi Portakal’ı soru yağmuruna tutarak eşelemeye, sonra da ortaya çıkan yüksek debili söz akarsuyunu dallara ayırıp kurgulamaya çalışırken onu gördüm: Ev ve eşya insan hayatının, ama yoksul ama zengin, candamarları.”
Önsöz’de Enis Batur’un bir hatırlatmasına dikkatinizi çekerim.
Her söyleşi için okura yan ‘okuma parçaları’ seçen Batur sadece bir söyleşi kitabı değil, önemli bir kaynak kitap olmasını sağlamış.
On üç bölümden oluşan kitapta hem bir kurumun yüz yıllık hikâyesi, hem toplumun sanatla olan ilişkisi hem de kurum ve toplumun birbirini şekillendiren yapısı ele alınıyor.
* * *
YÜZ YILLIK bir sanat kurumunun hikâyesi, içinde birçok kişiyi, dönemi barındırıyor.
Paylaş