Özlediğim Türkiye’den görüntüler

SSM’de (Sakıp Sabancı Müzesi) İstanbul’da Bir Sürrealist adıyla görkemli bir Salvador Dali Sergisi açıldı. Ondan daha sonra söz edeceğim.

Bugün bu sergiye, sanat olaylarına ilgiye, konserlerdeki yoğunluğa dair yazacağım.

Gazetelerin birinci sayfalarında beni mutlu eden, gönendiren haberler ve resimler yayınlanıyor.

Hemen hemen ortak başlık şu:

"Salvador Dali kuyruğu."

Kuyruk sözü bilirsiniz, genellikle ekonomik darlıkların, yoksunlukların simgesidir.

Ama ben batıdaki, yabancı ülkelerde müzelerin önündeki kuyrukları gördüğümde, Türkiye’de ne zaman böyle bir kuyruk olacak diye düşünür, iyimser hayallere dalardım.

Hayalim gerçek oldu.

İstanbul’da yaşayanlar, büyük kentliler artık kendilerine sunulan sanatsal etkinliklerin, konserlerin karşılığını hem vakit hem nakit olarak veriyorlar. Şehirli olmanın buralara gitmek, sanatı, sanatçıları desteklemek, müzeleri ziyaret etmek olduğunun bilincindeler.

"Gazeteler, dergiler, televizyonlar sanata önem ve sayfalarında yer vermezler" diye yakınanlara da bunlar birer yanıt sayılmalı.

Özel müzelerin açılışındaki yoğun ilgi, dediklerimin ispatıdır.

Müze kitaplarının, kataloglarının da satıldığını öğrendim müze yetkililerinden. Böylece konuyla, ressamla, sanatçıyla ilgili bir kitap kitaplığımızda bulunuyor.

Biz sadece dünyanın sayılı sanatçılarına gösterilen ilgiyle yetinmiyoruz. Bizim sanatçılarımız da izleyiciden, ziyaretçiden gereken ilgiyi görüyor.

SSM’deki Abidin Dino Sergisi ile İstanbul Modern’deki Cihat Burak Sergisi’ni hatırlatırım.

* * *

YALNIZ müzeler mi böyle bir yoğun ilgiyle karşı karşıya?

Hayır.

Biliyorsunuz yazın Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu’na gitmek bir eziyetti. Kongre vadisi inşaatı yüzünden, oraya girebilmek için uzun bir yol yürümeniz, yokuşu tırmanmanız gerekiyordu.

İKSV’nin düzenlediği Caz Festivali’ne gidip, cazın ustalarını dinlemek için bu zahmete katlanıyorlardı.

Evim o semtlerde olduğundan her akşam bu manzarayı seyrettim. Herkes kuyrukta bekliyordu ve iyi bir konser dinleyecekleri için buna tahammül ediyorlardı.

Yalnız Açıkhava Tiyatrosu’na değil, şehrin farklı yerlerindeki büyük mekánlarda verilen konserlere de gidenlerin sayısının yüksekliğini gazetelerden okuyoruz.

* * *

ÖZGÜRLÜĞÜN, demokrasinin, politikanın/politikacının adının geçmediği yazılara yan bakanların, kültür/sanat/edebiyatla siyasi bilincin ilişkisi konusunda düşünmelerini öneriyorum.
Yazarın Tüm Yazıları