Orijinal metni değiştirmede veya çıkarmada sabıkalıyız
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
BİR kitabın bazı bölümlerini, anlayışımız, dünya görüşümüz, benimsediğimiz ideoloji doğrultusunda, üzerinde tahrifat yapma, o sayfaları çıkarıp atma konusunda, Türk yayıncılığında kötü bir alışkanlık vardır.
Sabıka kaydımız epeyce kabarık desem yanlış olmaz.
Yıllar önce tanınmış bir edebiyat öğretmeni, Dostoyevski’nin Suç ve Cezası’nı Fransızca’dan dilimize çevirip yayınlandığında, bazı bölümleri neden dilimize çevirmediği sorulunca şu cevabı vermiş: "Ben, kendi kalemimle kendi milletime hakaret ettiremem."
O zaman bu eserin çevirisi önerildiğinde, ’Hayır, ben bu kitabı bu gerekçeyle çeviremem,’ demeliydi. Yazarın metninden bir bölümü çıkarma hakkı kimseye verilmemiştir, yazarından başka.
Bir zamanlar da bir Türk televizyonunda yayınlanan Şirinler çizgi dizisi de, o kanalın anlayışı içinde, dini temalarla doldurulmuş. Bir arkadaşımın bana naklettiği bilgiler beni şaşırttı.
Obur Şirin, diğer Şirin’e pasta ikram ettiğinde, diğer Şirin ikramı şu gerekçeyle reddediyormuş;
" Niyetliyim."
Bir Şirin başka bir Şirin’e Şirinbaba’nın nereye gittiğini sorduğunda, "Cuma’ya" karşılığını alıyormuş.
Amerikan dizisindeki bu diyaloglar çarpıtma değil de nedir?
Gerçi sonradan Amerika’da da, dizi komün yaşamına özendirdiğinden yayından kaldırılmış. Bu da bir tür yasaklama.
KÜÇÜK PRENS DE SANSÜRE UĞRAMIŞTI
ANTOINE de Saint-Exupery’nin çok sevdiğim Küçük Prens kitabının da içinde Atatürk’le ilgili bir bölüm, sakıncalı görüldüğünden, bazı çevirilere alınmamış, bazılarında da değiştirilerek dilimize çevrilmiş. Özgün metindeki ifade, bazen öncü lider, bazen önder kelimesiyle karşılanmış. 1995’te Nehir Yayınları arasında çıkan bir kitapta, Atatürk’ten bir Türk diktatörü diye söz edilmiş, sonradan durum anlaşılıp yayınevi uyarılınca, o sayfa koparılıp yeniden yapıştırılmış.
Kitabın yayın hakkı 1988 yılından beri Mavi Bulut Yayınları’nda.
Fransızca aslında, "Bir Türk diktatörü" sözü geçiyor, ancak Avrupalılar gibi giyinme zorunluluğu sözünden ve kitapta geçen tarihten Atatürk’e gidiliyor.
Yaşar Avunç’un çevirisinde önce ’Türk diktatörü’ diye yayınlandı, sonradan ’Türk lideri’ olarak değiştirildi.
Doğrusu ben metinlerle oynanmasına karşıyım. Dünyada en çok okunan bu kitabın aslındaki sözü çıkarmakla kendimizi aldatıyoruz, nitekim Almanca çevirisinde de (Grete ve Josef Leitgeb çevirisi) ’Bir Türk diktatörü’ (ein Türkischer Diktator) deniliyor.
* * *
ÖZGÜN metinleri değiştirerek, çarpıtarak hiçbir şeyi halledemeyiz, olsa olsa ancak kendimizi aldatırız.