Paylaş
Çalınıp, söylendiğinde herkesi etkileyen Onuncu Yıl Marşı'nın sözünü Faruk Nafiz Çamlıbel ile Behçet Kemal Çağlar, birlikte yazdı. Türk Beşleri'nin önemli adlarından Cemal Reşit Rey de besteledi.
Hiç bir marş onun kadar bir ağızdan, içten söylenmedi. Ortak bir duyguyu, ortak bir coşkuyu yansıtıyordu, güftesiyle ve bestesiyle.
Bir marş, ulusal ve duygusal bir rüzgarı yakaladığında, yarattığı dalganın üzerinde sörf yaparız. O marşlar, İnsanlık Tarihinde Yıldızın Parladığı Anlar'ın unutulmaz sesidir.
Onuncu Yıl Marşı, bütün bu özellikleri taşır. Toplumsal, siyasal hayatımızda nesnel karşılık'ı olmayan marşlar, belki gemiler geçmeyen bir ummanda tek başına söylenir. Cumhuriyetin 50. yıldönümü için bestelenen marşı kim hatırlıyor?
Hepimiz, Onuncu Yıl Marşı'nı her dinlediğimizde, ilk günlerin yaratıcı, katılımcı, aktif coşkusunu hissederiz.
Cumhuriyetin belli yıldönümlerinde, yeniden bir marş yazmanın mantığını anlayamıyorum. Zevk ve coşkudaki toplumsal anlaşmanın kıvamı her zaman tutturulamıyor. Müzik aynı şartlar altında her zaman aynı sonuca veren bir laboratuar araştırması değil.
Ben, Onuncu Yıl Marşı'nın cumhuriyetin bütün kutlamalarında söylenen bir marş olmasını öneriyorum. Yeni yarışmaların gereksiz olduğu kanısındayım.
Marşların kalıcılığını, onu söyleyen topluluklar tayin eder. Bazı marşlar -ki Onuncu Yıl Marşı bunlardan biridir- resmi kimliklerinden sıyrılıp, sivil bir kimlik kazanırlar. Söylenmeyen, topluluklara, kalabalıklara mal olmamış bir marş, ancak biçimsel olarak o türün başarısız bir örneği sayılabilir. Kitlesel bir müzik, kitlenin onayını almadıkça yürürlükte değildir.
Her ulus, her yıldönümünde yeni bir marşın peşine düşmüyor.
***
Kültür Bakanlığı, Cumhuriyetin 75. yılı dolayısıyla, ‘‘75. Yıl Marşı Güfte Yarışması’’ açtı. Seçiciler kurulu, 199 eser arasında birinciliğe değer güfte bulamadı. Bence, bu suni bir yarışmaydı.
Yeni bir yarışma da açılsa, sonucun değişmeyeceğine inanıyorum.
Bizde marş denince nedense akla hemen, askeri, resmi bir müzik türü gelir. Bunun bir müzik türü olduğunu pek düşünemeyiz.
Oysa müzik dünyasında bu türün çok başarılı örnekleri vardır.
Mendelssohn'un Bir Yaz Gecesi Rüyası'ndaki marşı, Çaykovski'nin Slav Marşı, Verdi'nin Aida operasındaki Zafer Marşı, çok sevilen, dinlenen parçalardır.
Mahmudiye Marşı'ndan İstiklal Marşı'na, Harbiye Marşı'na kadar bu türün resmi ve askeri sesi bize yabancı değil.
Mozart, operalarında marş türünü kullanmıştır. Berlioz, Mahler de modern anlamda bu türe yer vermişlerdir.
Elgar, askeri marşları, senfonik orkestra için yeniden düzenlemiştir.
***
Cumhuriyetin 75. yılı için yeni bir marş güftesi ve bestesi aramaktan vazgeçelim.
Onuncu Yıl Marşı, cumhuriyetin tek marşı olsun, onu bir zaman dilimine hapsetmeyelim.
Paylaş