DÜN sabah saat 11.00’de iyi şair, romancı, öykü ve oyun yazarı Necati Cumalı’nın otuz yılı aşkın, eşi Berrin Cumalı ile birlikte oturduğu Etiler Nisbetiye Caddesi’ndeki Uğur Apartmanı’nın kapısına, Cumhuriyet Gazetesi ile Beşiktaş Belediyesi’nin ortak çalışmasıyla bir plaket konuldu:
"Yazar ve şair Necati Cumalı 1971-2001 tarihleri arasında bu binada oturmuştur" yazılıyordu plakette.
Düzenlenen törene yazarlar ve yakınları katıldılar. Kapının önüne konulan kürsüde sırasıyla konuşanların adları şöyleydi:
Ben, Cumhuriyet Vakfı Başkan Yardımcısı araştırmacı, yazar Alev Coşkun, Necati Cumalı’nın kayınbiraderi, sinema eleştirmeni, araştırmacı, çevirmen Rekin Teksoy, yazarın kız kardeşi seramikçi Müfide Çalık, Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal.
Beşiktaş Belediyesi, sanata, kültüre, edebiyata katkıda bulunan belediyelerden biri.
Ayrıca Beşiktaş Belediyesi, TÜYAP’ın 2008 Kitap Fuarı’nda sanata katkısıyla kurum ödülünü almıştı.
* * *
SIK sık sanatçıların yaşadığı evlere, gittikleri mekánlara bir plaket konulması konusunu yazarım.
Kimileri de "Ne olacak" sorusunu yöneltirler bana. Elbette Necati Cumalı gibi bir ustanın yaşaması, anılması için oturduğu apartmana plaket konulması pek fazla önem taşımız gibi görünebilir.
Ben böyle düşünmüyorum, o evde oturanların bir bölümü törene katıldılar, ellerinde Necati Cumalı’nın komşularına imzaladığı kitaplar vardı.
Burada oturanlar dışında, o apartmana gelen konuklar kapıda bu plaketi gördüklerinde, tanıdıkları, okudukları bir yazara gösterilen saygıdan mutlu olacaklardır.
Genç kuşağı etkileyen davranışlardır bunlar. Bir ülkenin tanınmış edebiyatçısına gösterilen saygının, sevginin özendirici yanı çok önemlidir.
Necati Cumalı’nın birçok yazar gibi, yaşadığı yeri unutulmaz kıldığı biliniyor.
Bunların başında çocukluğunun geçtiği yer olan Urla gelir. Oradaki evi de Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkısıyla bir müze olarak düzenlendi.
Yapılması gereken oydu, hepimiz Urla’yı ondan okuduk, ondan tanıdık, her yazarın ait olduğu bir coğrafya vardır, ben oraları onların kaleminden okumayı, tanımayı isterim.
Diğer yerel yönetimlerin de bu tür çalışmalar yapmasını dilerim, çünkü caddeleri, yolları, sokakları yazarların, sanatçıların, bilim adamlarının adları süsler.
Bir kez daha hatırlatayım.
Sokağa adını vermek yetmiyor, onun altına kim olduğu, orada hangi yıllar arasında yaşadığı da yazılmalı ki gören bu bilgiyi edinebilsin.
* * *
NECATİ CUMALI’yı anarak bir gün geçirdik. Yeniden kitaplarını okumaya başlayarak.