Paylaş
Önce kitabın yazarı M. Melih Güneş’ten kitabın öyküsünü okuyalım: “Almanya’da yaşayan Mustafa Doma’dan baharda bir e-posta aldım. Henüz tanışmıyorduk. Kocası Hayk Açıkgöz’ün ardından 1930 yılında Türkiye’den ayrılmak zorunda kalmış Anjel Açıkgöz’ün kendisine emanet ettiği Nâzım Hikmet’in oyun müsveddelerinden bahsediyor, devretmek istiyordu.
“Ne zamandır görüşmek istediğim biriydi Anjel Abla, iletişimimiz böyle başladı; bazen Mustafa Doma aracılığıyla, bazen telefonlaşmalarla. Giderek yüz yüze görüşme ihtiyacım arttı ve yazın günübirliğine Leipzig’e gittim. Anjel Açıkgöz, kocası Hayk Açıkgöz’ün çektiği Nâzım Hikmet’in fotoğraflarını da verdi.”
Böyle başlıyor, ‘Suyun Şavkı-Leipzig’de Bir Aile ve Nâzım Hikmet’ kitabı ve öyküsü...
Suyun Şavkı–Leipzig’de Bir Aile ve Nâzım Hikmet, M. Melih Güneş, YKY,
164 sayfa, 14 TL
Cevat Çapan, ‘Bir Uzak Kalma Öyküsü’ başlıklı Önsöz’ünde, kitabın özü ve Açıkgöz ailesinin serüvenine değiniyor.
‘Muhacir Bir Ailenin Öyküsü’nde Vedat Türkali ve Hasan Basri Alp ile Açıkgöz’ün dostluğu, ileride Türkali’nin romanlarındaki ithaflarda yer alacaktı. ‘Güven’ romanını, “27 Ocak 1945’te Sansaryan Han’da güvenlikteki soruşturması sırasında yaşamını onurlu biçimde yitiren gerçek insan, yiğit devrimci Hasan Basri Alp’in yüce anısına...”, ‘Bitti Bitti Bitmedi’yi ise Dr. Hayk Açıkgöz’e aşağıdaki satırlarla adadı: “Mahalle, ilkokul, üniversite ve uzun yıllar süren TKP içinde birlikte çalışma onurunu kazandığım, çektiği bütün işkencelere karşın hiçbir tutuklamada beni ve birçok sorumlu kişiyi ele vermeyen Dr. Hayk Açıkgöz’e yürekten sevgi ve borçluluk duygularımla...”
Melih Güneş, kitabında Açıkgözlerin, İhmalyan’ların Türkiye’den yurtdışına kaçış serüvenini anlattıktan sonra ‘Açıkgöz Ailesiyle Nâzım Hikmet’in karşılaşmasını detaylarıyla aktarıyor.
Açıkgözler, 1955’in ağustos ayı sonunda Budapeşte Garı’nda Nâzım Hikmet’le tanışırlar. Akşam da aynı sofrada yemek yerler.
Nâzım Hikmet aracılığıyla Varşova Radyosu’nda çalışmaya başlarlar.
Açıkgözler Leipzig’e, İhmalyanlar Moskova’ya gönderilir. Varşova Radyosu’nda Nâzım’ın dikte ettiklerini Anjel düzenler. Münevver Andaç, eski eşinden kızı Renan ve Memet’le Varşova’ya gelir, Nâzım onların yaşamlarını sağlayacak işleri bulur.
Nâzım’ın sosyal hayatına ve dost dünyasına dair çarpıcı bir kesiti aktaran kitabın ‘Anjel Açıkgöz Anlatıyor’ bölümü, yalnız Nâzım’ın değil, Nâzım ekseninde dönemin komünistlerinin, solcularının çektikleri, yaşama koşulları ve Nâzım’ın onlara yardımları söz konusu ediliyor.
Özellikle Türkiye’den buraya göç edenlerin, kaçanların durumu ve Nâzım’ın yaptıkları ortaya konuyor. Münevver Andaç’ın Türkiye’den Varşova’ya gelişi, sonra yaşadıkları yine Anjel Açıkgöz’ün tanıklığından anlatılıyor.
Anjel Açıkgöz’le M.Melih Güneş’in konuşmaları, Nâzım’ın çevresi, arkadaşlıkları, oraya gelenlerle ilişkileri, aşkları konusunda birinci elden bilgi veriyor. Tüm bu serüvenlerden Nâzım’ın şiirinin aşamalarını, içeriğini bile görmek mümkün...
Paylaş