Paylaş
Lazuri Birabape -Heyamo'yu dinliyorum. Otantik, kendi dilinde söylenilmiş Karadeniz Türküleri. Birol Topaloğlu'nun yaptığı bir çalışma. Topaloğlu, elektrik-elektronik mühendisi. Üniversite yıllarında, doğduğu yörenin, (Rize/Pazar-Apso köyü) türküleri kulağından ve yüreğinden gitmedi. Araştırmalar yaptı, sonunda bu albümü hazırladı.
Kalan Müzik'in Hasan Saltık'ın değişik yörelerin türkülerini içeren CD ve kasetleri size, atlasta bile yerini zor bulabileceğiniz geniş bir halk türküleri coğrafyası sunuyor.
Bozulmuş, katkılı, çarpıtılmış halk türkülerini dinlemekten yorulan kulaklara, özellikle Karadenizlilere bu CD'nin önemini anlatmaya gerek yok. Türküleri kendi dilinde, Lazca dinlerken, müziğin insanın yaşamı, hikayesi ile kopmaz bağını bir gece düşündüreceğini tahmin etmezdim.
***
Elbet bu CD'yi zevkle dinledim, çağrışımlar, otantiğin dayanılmaz çekiciliği gene beni ses dünyasına alıp götürdü.
Ancak, cumartesi akşamı, Karadeniz yemeklerinin yapıldığı bir lokantada akşam yemeği yerken, oradaki Karadenizlilerin tulum eşliğinde bu türküleri seslendirmesi, beni hayatla müzik arasındaki ilişkinin bileşkesine götürdü. Tekniğin aracılığıyla dinlediklerim, orada bulunanlarca icra ediliyordu. Tulumun eşlik ettiği türküler birdenbire, bana Karadenizli bütün dostlarımı, müziklerinin de kendileri kadar hayatın ve eylemin içinde olduğunu hatırlattı.
Müzik yaşadıklarımı doğruluyordu, gözlemlerimi onaylayan artık ezgilerdi.
Albüm kitapçığındaki açıklamaya göre, Lazlardan, Laz adıyla, bir etnik topluluk olarak bahseden 1. yüzyıl tarihçisi, Plinius olmuştur.
Heyamo'dan (İmece Şarkısı) bir dörtlük aktaralım, günlük yaşam içinde türkünün yerine örnek desem yerinde bir saptama olur mu?
'Düzümüzde İmece/ Ay ışığı olur gece/ Şarkı söylüyoruz,kaza kaza /Hem gündüz hem de gece'
Türkülerin içindeki aşkın, yer yer erotizmin, Karadeniz Türküleri'ni sevmemdeki payını inkar edemem. Hepsi de yaşıyoruz der. Küçük Gelin türküsü öyle değil mi ?
'Peçeden niye aydınlatırsın/ Küçük gelin yeni ay gibi/ Koynuma gir küçük gelin/ Kuş yavrusu gibi '
Kulaklarınızı yörenin türkülerine alıştırmışken, ritmine kendinizi kaptırmışken, Kalan Müzik'ten bir albüm daha tavsiye edeceğim. Fuat Saka'nın Lazutlar'ını. Otantikle çok sesli müziğin ortaklığında türkülerin yeniden yaradılışını ben çok beğendim.
***
YENİ İSTANBUL'un sakinleri bu şehrin kozmopolit, renkli ses kimliğini kabul etsinler, sevsinler. Artık sadece Kanlıca Körfezi'nde İstanbul şarkıları yankılanmıyor, İstanbul'un göbeğinde bir lokantada, tulum çalınıyor, Lazca türküler söyleniyor.
Ben İstanbulluyum ama çeşitliliği seviyorum.
Paylaş