Müzik zevkimiz parçalıdır

ATATÜRK’ün ölüm yıldönümlerinde; televizyon ekranlarında, radyolarda, konser salonlarında konserler verilir. Hep şu cümle tekrarlanır:

"Atatürk’ün sevdiği şarkılar."

Peki müzik devrimini yapan Atatürk değil miydi?

Elbet o da, Türk müziğinin iyi bestecilerinin seçkin parçalarını dinlemekten zevk alıyordu. Rumeli türkülerinin coşkusuna kapılıyordu. Ben Türkiye’de yaşayan herkesin müzik zevkinin parçalı olduğu kanısındayım. Bir kişinin sadece klasik Batı müziği dinlemesine, ya da yalnız türküleri sevmesine, Türk müziğinden başka bir müziğe tahammül etmemesine şaşarım.

Çeşitli müziklerin, çeşitli ruh hallerinde dinlendiğini az kişi inkár edebilir.

Ben de "Safiye Aylanın Sesinden Atatürk’ün Sevdiği Şarkılar"(1) CD’sini dinlerken, zevklerimi/zevklerimizi belirleyen Doğu-Batı ikilemi içinde yaşarım.

Hepsinin kendine özgü zevkini çıkarmayı tercih ederim.

Seçilenler de, icraları da çok iyi. Bu şarkıları, türküleri ben de seviyorum. Çalmışımdır, söylemişimdir.

Albümdeki Naim Dilmener’in yazısını da okuyun, albümün yerini daha derinden öğrenirsiniz.

ATATÜRK OPERA İSTEMİŞTİ

AMA aynı Atatürk’ün İran Şehinşahı’nın Türkiye’yi ziyareti için Adnan Saygun’dan bir opera istediğini, Özsoy operasının böyle ortaya çıktığını da anımsayalım.

Cumhuriyeti kuranların, Batı uygarlığını seçerken, kendi zevklerini, kültürel alışkanlıklarını terk etmesi benim en çok dikkatimi çeken özellikleridir.

Atatürk, sevdiği, dinlediği müzikten başka evrensel bir müzik olduğunu biliyordu, yarının Türkiye’sine bunu getirmek istiyordu.

Nurullah Ataç, çok iyi bildiği Divan Şiiri’nin en iyi beyitlerini, dizelerini yazmıştı ama Türk şiirinin geleceğinin başka bir anlayışta olduğunu savunurdu.

Zevklerinin tutsağı olmayan bir kuşak.

Atatürk’ün Sevdiği Şarkılar’ı severek dinledim, ama onun müzik devrimi konusunda bir ihmalimizi yazmalıyım.

Ben onun ölüm yıldönümlerinde, hiç kuşkusuz sadece yıldönümlerinde değil, televizyonlarda, başta TRT kanallarında Nevit Kodallı’nın Atatürk Oratoryosu’nun(2) da icra edilmesini bekliyorum, Özsoy operasını da.

Devlet Opera ve Balesi, mutlaka sık sık bunu gerçekleştirmeli.

Oratoryonun metninin Türk şiirinin ustalarından, iyi şair Cahit Külebi’nin olduğunu belirtelim. İyi bir edebiyatçı ile iyi bir müzikçinin ortak yapıtını mutlaka icra etmeliyiz.

* *Ê *

ATATÜRK ve müzik denilince tek yanlı yorumlardan kaçınalım, Cumhuriyet’in kültür felsefesini unutmayalım.

Ben her iki CD’yi de dinledim, yazarken.

(1) Safiye Ayla’nın Sesinden Atatürk’ün Sevdiği Şarkılar, EMI.

(2) Atatürk Oratoryosu, Nevit Kodallı, Şiir: Cahit Külebi, İstanbul Devlet Opera ve Balesi, Şef: Nevit Kodallı, Solistler: Leyla Demiriş (Soprano), Işın Gülyer (Mezzo Soprano), Erol Uras (Tenor), Mesut İktu (Bariton), Koro Şefi: Gökçen Koray, TRT.

Okurum Müjdat Dal’dan bir e.posta aldım. Meraklısı için önemli. Ulvi Cemal Erkin’in sitesinden yararlanabilirsiniz: www.ulvicemalerkin.com
Yazarın Tüm Yazıları