Sürgünler, mübadiller, eski yurtlarındaki yaşamı unutmazlar. Belleklerinde oranın türküleri, oyunları, manileri, atasözleri... Durmadan bir playback gibi yankılanır
Mübadil nedir? Uluslararası anlaşmaların, özellikle iki ülkenin arasındaki siyasal anlaşma doğrultusunda, başka ülkeye gönderilirler. Lozan Antlaşması’ndan sonra başta Yunanistan, özellikle Girit’ten Türkiye’ye birçok kişi gönderildi, Türkiye’den de Yunanistan’a birçok insan gitmek zorunda kaldı. İnsanlar yerlerini yurtlarını terk edip buralara yerleşti. Belleklerdeki Güzellik ana başlığı altında hazırlanan, Türkiye’ye gelen mübadillerin kültürel ögelerine dair iki kitaptan bahsedeceğim bugün. Gerçekten insan tarihimizi hatırlatan iki kitap. Birincisi Girit / Mâniler, Atasözleri, Deyimler, Tekerlemeler... Kitabın editörlüğünü Müfide Pekin yapmış. Girit mübadilleriyle konuşulmuş, kitapta onların anlattıklarını, bize aktardığı sözlü kültür ürünlerini okuyoruz. Mübadilin ruh halini, unutmayışını bireysel bağlamda öğrendiğimiz gibi; mübadele tarihinin tanıkları ileride yapılacak farklı çalışmalar için önemli bir malzeme niteliği taşıyor. Yaşamlarından kesitler gerçekten ilgi çekici, hüzünlendirici notlar. Ne var ki asıl hayatın canlılığını, günlük tempoyu, duyguları anlatan örnekler mâniler, atasözleri, deyimler, tekerlemeler... Girit kitabında bu örnekleri okurken gerçekten Giritlilerin neşelerini, ince ironilerini, hayatı sarakaya almalarını, aşksız yaşayamadıklarını göreceksiniz. Bireysel röportajlardan, söyleşilerden, notlardan koca bir mübadele tarihi yazmak mümkün, eğer tarihçi olsaydım bu belgeler benim için yeterliydi. Çünkü sararmış sayfalar arasında, resmî anlaşma dosyalarında kalmış bilgilerden çok daha canlısı yer alıyor. Bütün parçalar Latin harfli alfabeyle Rumca olarak yazılmış, altta da Türkçe tercümesiyle birlikte verilmiş. Rumcayı bilenler için de güzel bir alıştırma, hatırlatma sayılabilir. Girit kitabında Girit mutfağına özgü yemek ve otları da öğrenebilirsiniz. Mânilerden bazılarını yazıma aldım. Hangilerini diye sorarsanız, tabii ki anneannemden duyduklarımı. “Git de anana de ki, bir doğum daha yapsın Bu garibi yaktı ya, bir başkasını da yaksın...” “Sırtındaki yeleği, sana ben ördüm Acılarla, ezalarla ördüm bitirdim...” “Anneciğim bana kızma, dur sana söyleyeyim Beni kaç kez öptüğünü, beni seven o gencin Bir kere bağda öptü, köyde bir kere daha Burada birlikteyken, bir kere de yatakta...” Girit mânilerinin konuları çok çeşitli. Mânilerin büyük bölümü aşka, sevdaya dair ve kişinin yaşadığı ruhsal durumları anlatıyor. Neşe, hüzün, hayal kırıklığı, coşku, ayrılık acısı, umut, kavuşma sevinci, sevgiliden şikâyet... Bunlar sevda mânilerinin ana temaları. Sevgili yine güle, karanfile benzetiliyor, biçare gönüller yanıyor, sevgililer genellikle esmer güzeli oluyor, sevgiliye çoğunlukla kopelya mu, mirki mu ya da mathya mu diye hitap ediliyor. Ancak Girit mânilerinin konuları sadece aşkla sınırlı değil. Doğa, vatan, vatan sevgisi, sıla, yaşam, ölüm, kader, Giritlilikle eş değer tutulan ve Yunancada ‘levendia’ sözcüğüyle özetlenen yiğitlik, mertlik, kahramanlık gibi özellikler, Girit adası, Giritli olmak... Tüm bunlar mânilerde dile geliyor.
MÜBADELE TÜRKÜLERİ BAŞKADIR
Belleklerdeki Güzellik başlığının ikinci önemli kitabı da Mübadele Türküleri. Bir derleme bu. Önsöz Yerine girişi kitabın editörlerinden Sefer Güvenç yazmış. Hangi dilde söylenmiş türküler? Makedonca, Pomakça, Rumca, Türkçe, Vlahca. Hem sözleri, güftelerinin hem de notalarının olması, çalmak, söylemek isteyenler için de iyi bir kaynak. Kitapla birlikte bir de CD armağanı var. Sefer Güvenç’in kitabın grişinde yazdığı “önsöz yerine” başlıklı yazıdan bazı bölümler kitabın özelliğini anlatıyor. “(...) Taşınmaz her türlü mal varlıklarını, sevdiklerinin mezarlarını geride bırakan bu mübadiller, beraberlerinde sadece birkaç parça taşınabilir eşyayla somut olmayan kültürel miraslarını; dillerini/lehçelerini, o dilde söyledikleri türkülerini / şarkılarını, manilerini kısacası belleklerini getirmişlerdir. Türk-Yunan Nüfus Mübadelesi’nin üzerinden 84 yıl geçti. Ne yazık ki bugüne kadar Mübadele ile gelen bu insanların dilleri ve kültürleri üzerine pek fazla araştırma yapılmamış, kendi ana dillerinde söyledikleri şarkı/türkü ve maniler derlenerek kayıt altına alınmamıştır. (...) Türkiye’de kültürel çeşitliliğin farkına varılmasına, kültürel toleransın desteklenmesine katkıda bulunmak amacıyla ‘Belleklerdeki Güzellik: Mübadele Türküleri’ adlı bir derleme projesi hazırlayarak bu alanda hissedilen eksikliği gidermeyi amaçlamıştır. Proje ortağımız BGST/Kardeş Türküler ile birlikte yürütülen bu proje çerçevesinde Balıkesir, Bursa, Edirne ve İstanbul illerini, bu illere bağlı ilçeleri ve köyleri kapsayan çalışmalar sırasında içlerinde mübadeleden önce doğmuş olan birinci kuşakların da olduğu farklı ana dilleri konuşan 90 kişiyle görüşme yapılmıştır.” Türküleri derleyenlerin, derlemeye dair anıları da ayrıca ilgi çekici. Tüm bu kitapları okuduktan sonra “Kanarini mu gliko” (Tatlı Kanaryam) türküsünü dinleyerek yazdım. (Belleklerdeki Güzellik - Girit / Mâniler, Atasözleri, Deyimler, Tekerlemeler... Ed.: Müfide Pekin. Lozan Mübadilleri Vakfı Yayınları. Belleklerdeki Güzellik - Mübadele Türküleri, Ed.: Çimen Turan, Müfide Pekin, Sefer Güvenç, Lozan Mübadilleri Vakfı Yayınları)
DOĞAN HIZLAN’IN SEÇTİKLERİ
Ferit Edgü / Leş - Toplu Öyküler / Sel Yayıncılık Laurent Vidal / Magzagao / Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları Ömer Asan / 12 Eylül Sabahı / Heyamola Yayınları Josef Winkler / Natürmort / Pan Yayıncılık Feridun Zaimoğlu / Aşk Yanığı / İmge Kitabevi