‘Mozart ın desteğe ihtiyacı var’

“Mozart yetenekli çocuk ama biraz desteğe ihtiyacı var.”
Çok hoşuma giden bu cümlenin arkasında, ihmal edemeyeceğimiz, görmezden gelemeyeceğimiz bir çağrı yer alıyor.
Festivale ilgi gösterin, bilet alın, gelin, dinleyin.
Bu, yalnız bir müzik severin tutkuyla bezeli görevi değil, bir İstanbullunun da yapması gereken zevkli bir iş.
Festival 4 Haziran’da başlayacak ve 29 Haziran’da bitecek.
Dünyanın en önemli, en çok dinlenen toplulukları, solistleri İstanbul’a geliyor.
Doğrusu ben her yıl ajandama önce bu festivalin gitmem gereken konserlerini, resitallerini yazarım.
Kimler geliyor? Festivalin kalitesi ne? Yıl içinde okuduğum dergilerden, dinlediğim CD’lerden bir liste çıkarırım ve bu listeyle gelenlerin listesini karşılaştırırım.
İstanbul Müzik Festivali, her yıl bu sınavı başarıyla geçer.
Hiç kuşkusuz yalnız dünyanın sayılı orkestraları, solistleri sayesinde değil, bizim dünyaca ünlü müzikçilerimiz de bu festivalde unutulmaz müzik günleri geçirmemizi sağladıkları içindir.

İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, konuşmasında bu yılki müzik festivalinin özelliğini şöyle anlattı:
“İstanbul’un kültür ve sanat yaşamına yön veren vakfımızın hedeflerinden biri de farklı disiplinlerde sanat üretimini desteklemek. Bu doğrultuda, bu yıldan başlayarak, çağdaş klasik müzik repertuarını zenginleştirmek amacıyla farklı bestecilere eser siparişleri vereceğiz. Otuz dokuzuncu festivalde, hem 90. yaşını kutlayan büyük usta İlhan Usmanbaş’ın hem de onun öğrencilerinden genç besteci Turgut Pöğün’ün İstanbul Müzik Festivali siparişi üzerine besteledikleri yeni eserlerinin dünya prömiyerleri gerçekleştirilecek. Klasik müzik repertuarına yeni yapıtlar eklenmesi yolunda bir katkımız olabildiği için mutluluk duyuyoruz. 39. İstanbul Müzik Festivali’nin sizi renkli ve yenileyici seyahatlere çıkarmasını diliyor, bugün burada bizi ağırlayan Four Seasons Hotel at the Bosphorus’a ve başta festival sponsoru Borusan olmak üzere bize desteklerini sürdüren tüm kurum ve kuruluşlara içten teşekkürlerimizi sunuyorum.”
Bülent Eczacıbaşı’nın konuşmasındaki bir unsurun altını çizmek isterim.
Birincisi İlhan Usmanbaş ve Turgut Pöğün’ün sipariş üzerine beste yapmaları, festival açısından övülmesi gereken bir karardır.
Gelecek yıllarda da bunun süreceğinin belirtilmesi, gerçekten çoksesli müzik adına bir önemli girişimdir.
Festival direktörü Yeşim Gürer Oymak’ın, kitapçığın başında yer alan Uzaklara Yolculuklar yazısından bir bölümü de buraya aldım, böylece festivalin teması üzerine de bilgi vermiş oluyorum:
“Bu yıl festival programını repertuar taraması sonucu oluşturduğumuz bir tema üzerine kurguladık.
Festivalin bu yılki teması ‘Uzaklara Seyahatler’ olacak. Festival teması çerçevesinde sanatçı ve topluluklardan çeşitli projelerin yanı sıra, belirlediğimiz çeşitli eserleri repertuarlarına almalarını istedik. Bu eserlerin bazıları ait oldukları kültürlerin yerel motiflerini taşırken, kimileri bestecilerin gittikleri ülke ve şehirlerle ilgili edindikleri izlenimleri, kimileri ise gitmedikleri ancak hayallerinde canlandırdıkları uzak diyarları anlatıyor.”

FESTİVALİN İstanbul ve müzik tutkunları için önemine değindim.
Program hakkında düşüncelerimi de yazacağım.