İTALYANCA yayımlanan Amadeus Dergisi’nin Temmuz (Luglio) sayısında bir festival haberi okudum.
Önce dergide yer alan festival haberini aktarayım, sonra da bizim kutsal mekánlarda, özellikle camide konser verilip verilememesi konusundaki tartışmaları bir hatırlatayım.
Festival haberi şöyle:
Müzik Kutsaldır. (La Musica e Sacra)
Dünyanın Özü.
VI. Uluslararası Kutsal Müzik Festivali.
Sanat Yönetmeni: Sir John Eliot Gardiner
Pisa Katedrali (Cattedrale di Pisa)
17 Eylül - 28 Ekim 2006
Festivalin sanat yönetmeni olan Sir John Eliot Gardiner (1943), bu müzik türünün büyük şeflerinden biridir.
Mehmet Demirel’le birlikte de İtalya’da Saint Pierre Kilisesi’nde Herbert von Karajan’ın yönetiminde Mozart’ın Requiem’ini dinlemiştik. Ünlü şef, taburenin üstünde oturarak orkestrayı yönetiyordu.
Hiç kuşkunuz olmasın, kutsal bir mekánda bu müziği dinlemek, insanı, dinleyeni çok daha fazla etkiliyor.
* * *
İKSV’nin (İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı) düzenlediği Uluslararası Müzik Festivali’nde Ayasofya Müzesi’nde 2003 yılında Gürer Aykal’ın yönetiminde A. Adnan Saygun’un Yunus Emre Oratoryosu ile Mozart’ın Requiem’i icra edilmişti. Zamanın Kültür Bakanı Erkan Mumcu idi.
Daha önceki yıllarda da Kültür Bakanı Namık Kemal Zeybek döneminde, gene Ayasofya Müzesi’nde Yunus Emre Oratoryosu seslendirilmişti.
Sonradan bu tür konserlere verilen müsaadeler de kaldırıldı.
İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Şakir Eczacıbaşı, Sultanahmet Camii avlusunda, dini eserlerden oluşan bir konser verilmesi için müracaatta bulundu, konserin yöneticisi de Rûhi Ayangil’di.
Bu öneri, zamanında polemiklere yol açmıştı ve kutsal mekán verilmedi.
Şimdi ben Kahire ziyaretimdeki konserden söz edeceğim:
Dr. Nevzad Atlığ yönetimindeki İstanbul Devlet Klasik Türk Müziği Korosu, Kahire’de Kavalalı Mehmed Ali Paşa Camii’nin avlusunda konser vermişti.
Şimdi müsaade vermeme anlayışının ardında, bazı bürokratik engellemelerin ve sorumluluktan korkanların olduğu kanısındayım.
Eğer avluda konsere, -tabii ki belirli eserler çalınacak- müsaade edilse, bence bu müziğin dinleyicilerinin artacağı kanısındayım. Üstelik televizyonlarda çalınmayan, genç kuşağın çoğunluğunun bilmediği bir müziği bu suretle onlara dinletmenin yararını tartışacak birinin varlığına inanmıyorum.