Paylaş
Tanıdık ölümler insanın içindeki birçok hücrenin de ölümüdür.
Yalnız Türk şiirinin değil bir kuşağın yazınsal belgesi a dergisi de onun adıyla birlikte anılacak. Şiiri hem edebiyatın, hem de bir toplumun dürüst tanığıydı.
Şiirlerinin yanında anıları da bir kuşağa yöneltilmiş ışıldaktı adeta. Onun bana gönderdiği son e-postasının çıktısı masamda duruyor: Gül Yordamı (1959) isimli ilk şiir kitabının yayımlanışının 50. yılı için bir yazı istemişti...
Şimdi nasıl yazacağım?
O günlerin buluşmalarına, anılarına hüznün gölgesi düştü.
İki dizesini o kadar sevmiştim ki, ilk kitabım ‘Yazılı İlişkiler’in başına koymuştum:
“elini tutmadı onların da hiç kimse, kelimelerden başka.”
Yazdıkları kadar, onun konuşmasını da çok severdim. Konuşmasının içine küçük ironi bombacıkları gizlerdi. ‘Temmuz İçin Yaralı Semah/Yangın Şiirleri’ kitabının tanıtım toplantısında benim konuşmamı istemişti. Birlikte, masa başında ne kadar mutluyduk. 1950 Kuşağı’nın eleştirmeni olmanın bana sunduğu ayrıcalıklardı.
Bu sene, Antalya Altın Portakal Ödülü’nü de kazandı, gelecek yıl onun şiir üzerine söyleyeceklerini dinleyecektik. Şairin sesi bir toplumda derin yerlerde oluşur. Edebiyat kamuoyu iyi tanır da, birçok kimse popüler kültürün işgalinde bu zevk mertebesine ulaşamaz.
KUŞAĞIMIN ARABASI BOŞALIYOR MU?
HÜRRİYET gazetesinin yılbaşı eki için Sebati Karakurt 1950 model bir Chevrolet otomobilde 1950 Kuşağı’nın fotoğraflarını çekmişti. Kahkahalarla bindiğimiz o otomobilden, Erdal Öz ve Orhan Duru indi. Şimdi de Kemal Özer onların peşine gitti. O otomobilin durmasını artık istemiyorum, “Durdurun arabayı, inecek var” sesini duymayalım. Kuşağımdan birini kaybettiğimde belleğimdeki film şeridi dönmeye başlıyor. Anılar sökün ediyor, yaşamımızın başkasının yaşamına yapışık kareleri canlanıyor.
Acı haberi aldığımdan beri düşünüyorum, Kemal Özer’i okumak neden gerekir? Cevabı çok açık aslında; Türk şiirinin toplumsaldan toplumculuğa geçiş sürecinin anlaşılması açısından ve bir kuşağa bu değişimin yansımasının anlaşılması açısından mutlaka okunmalıdır.
ACI rastlantıya bakın ki, 2 Temmuz’da gerçekleşen Sivas olaylarının yıldönümünde, onu ebediyete uğurluyoruz. Anılarımızda ve şiirleriyle yaşayan dostların arasına katıldı Kemal Özer.
Yazımı Kemal Özer’in Sivas katliamında aramızdan ayrılan arkadaşları için yazdığı ‘Temmuz İçin Yaralı Semah/Yangın Şiirleri’nden dizelerle bitiriyorum:
YANGIN İKİZİ
Yalnız onları değil bu tutuşturan
ateş
aynı yoldan gelip geçiyorsak
bizi de
Umudu ayağa kaldıran
türkülerden
biz de öksüz kalıyorsak yalnız
onları değil
Canevlerine sığmayan
uyandırıyorsa bizim de bakışımızı
öfkemize yön veriyorsa onlarsız
kalan dünya
Direncimiz gün ışığıyla
bileniyorsa her sabah
bizim de derimizde gezdirecektir
çatal dilini
Soluğumuzu yolcu edecektir
acının adresine
küllerin her savruluşunda bu
alevler
Paylaş