Krizde kültür büyüdü

KRİZ döneminde sanatın durumunu rakamlarla ortaya koyan bir yazıya değineceğim.

D&R Genel Müdürü Kürşat Demircioğlu’nun açıklamasını okumuşsunuzdur umarım.

Ceyhun Kuburlu’nun haberinin başlığı, "Krizle eve kapandık, film izlemek için 120 milyon TL harcadık". (4 Şubat 2009 Çarşamba, Hürriyet)

Demircioğlu şöyle söylüyordu:

"Bu dönemde insanlar dışarıda olmaktansa, kültürel ve eğlenmeye yönelik gereksinimlerini evde gidermeye yatkın oluyor. Bu bizim açımızdan bir avantaj teşkil ediyor."

Listelere baktım, D&R mağazalarında en çok satan 10 kitabın toplamı 238 bin, en çok satan CD albümlerinin satışı 180 bin.

İyimser bir yorumla, kitap satışının önde gittiğini rahatça iddia edebilirim.

Birçok kitapçıyı gezdiğim için bu saptamanın büyük oranda doğruluk taşıdığını kabul ediyorum. Gerçekten de eve kapananların sadece televizyon seyretmeyip kitap okumaları, film seyretmeleri, müzik dinlemeleri, insanımızın artık seçici bir kimlik kazandığının, özel beğeni ölçütlerinin arttığının göstergesi.

Ne var ki, en çok satan kitaplar listesinde ağırlığın edebiyat dışında olması, gidişteki aksaklıkları düşünmeme neden oluyor.

On kitaplık listede bizim edebiyatçılarımızdan ikisinin adı var; Orhan Pamuk, Murathan Mungan.

* * *

HABERDE,
DVD-VCD satışlarının rakamı da var.

Sokağa çıkamayanların, gerek trafik, gerek ek masrafı göze alamayanların evlerinde kültürel gereksinimleri yerine getirmesi, kültürün hayatın içine yerleştiğinin önemli, inkár edilmez bir göstergesi.

Görmemiz gereken filmler, okumamız gereken kitaplar, dinlememiz gereken CD’ler gibi insanı seçme derdinden kurtaran kitapların, toptancı bir yargı içermesine rağmen yararlı etkileri, bir işlevleri olduğu kanısındayım.

Ben bu ilerlemeyi sadece krize bağlamıyorum, artık insanımız, sanatın hayatındaki vazgeçilmez yerinin kaplama alanını gittikçe genişletiyor.

Teknolojinin de sanatın yaygınlaşması konusundaki yardımını belirtmeli.

Teknoloji, kitap dışında birçok görsel malzemeyi de evlere ulaştırdığından insanların evlerinde kitap okuyup müzik dinlemeleri, film seyretme oranları artıyor.

İstanbul, Ankara, İzmir dışında yaşayan pek çok kimse filmleri artık DVD’lerden izleyebiliyor, birçok konsere gitmese de CD’lerden bunu dinleyebiliyor.

Çocukluğumun İstanbul’unda bile, pek çok plağı bulmak meseleydi, ancak konserlere gidebilenler o sanatçıları dinleyebilirlerdi.

Elbette Demircioğlu’nun saptamasında gerçeklik payı var. Bir insanın dışarı çıkıp bunları tüketmesi de göz ardı edilemeyecek bir yekûn tutuyor.

Ancak ben Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Sayın Süleyman Demirel’in söylediğinin de gerçekleşmesinden yanayım. Diyordu ki, "Tiyatronun, konserlerin, sinemaların devam edebilmesi için insanların saat dokuzda evlerine kapanmamaları gerekiyor, bunu gerçekleştirmeliyiz."

* * *

HER şeye rağmen iyimserim, sanatı kimse yok sayamaz.
Yazarın Tüm Yazıları