Paylaş
Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri dün Çankaya'da düzenlenen bir törenle Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından verildi.
Bu yılın ödülleri sinema yönetmeni Lütfi Akad, karikatürist Turhan Selçuk ve TEMA Vakfı Başkanı Hayrettin Karaca'ya verildi.
Ödülün, bir hatırlanmaya vesile olması en güzel yanıdır. Düşünen, yazan, çalışan birinin unutulmadığını görmesi.
Bütün filmlerini seyrettiğim Lütfi Akad, Türk sinemasının kurucu ustalarındandır. Eğer bugün sinemamızda kaliteden söz edebiliyorsak, ilk günlerden bu yana olumlu aşamaları oy birliğiyle onaylıyorsak, Lütfi Akad'ın isminin altını çizmek gerekiyor.
Ödül, genç kuşaktan onun filmlerini seyretmeyenler için de bir fırsat olabilir. Bir Lütfi Akad Filimleri Toplu Gösterisi düzenlenebilir.
Umarım, Sami Şekeroğlu, Mimar Sinan Üniversitesi'nde bu toplu gösteriyi gerçekleştirebilir.
Ayrıca Alim Şerif Onaran'ın onun hakkında yazdığı kitabı sinemaya meraklı herkesin okumasını isterim.
Turhan Selçuk'un Abdülcambaz tipi, hem karikatür tarihinin, hem de halkın malı olmuştur. Kemiksizliğin, düzenbazlığın simgesi bu yaratığı hiç eskimeyen tiplerim arasında sayarım. Çigisi konusunda yazmak benim harcım değil, cumhuriyeti çizgiyle savunması onu benim için ayrıcalıklı kılıyor.
Hayrettin Karaca'yı da esetetik şemsiyesinin altına alalım. O, şöyle demek istiyor: ‘‘Ben bu toprakları, ormanları korumasam, uğruna savaş vermesem, ne Beethoven, Pastoral Senfoni'yi besteleyebilirdi, ne de Vivaldi, Mevsimler'i.’’
***
CUMHURBAŞKANI Süleyman Demirel, sanata, sanatçıya saygının devletin zirvesinde gelenekselleşmesi için çaba harcıyor. Ödüller bunun göstergesi.
Sanatın, estetiğin hayatımızdaki yerini, işlevini, kendi mesleğinden örnekler vererek anlatıyor:
‘‘Ben inşaatçıyım, çok güzel bir bina yapabilirsiniz ama, odaların, salonların duvarlarını tablolarla süslemezseniz, içinde yankılanan sesler olmazsa, binanın önüne heykel koymazsanız, o bina, taş yığınından ibaret kalır.’’
Durmadan, dışa açılmanın çarelerini, yöntemlerini ararız, özellikle ben de bu konuda çok yazılar yazdım.
Sanatçı bir dostumuz bundan söz ettiğinde, Demirel, ilgi çekici bir soruyla cevap veriyor:
‘‘Acaba içeriye açıldık mı?’’
İlk bakışta birbirinden ilgisiz görünen, aslında bağlantılı bir sorun.
Sanatın Anadolu'ya açılması konusunda çok ciddi ve hızlı çalışmalar yapmalıyız.
Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Bozkurt Kuruç, Anadolu'nun uzak illerinde kasım ayında tiyatrolar açılacağını, Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Hüseyin Akbulut da yeni opera binaları açılacağını anlattılar.
Kimilerine göre fantezi gibi gözüken bu tutum, sanatın bir ükenin insanların mutluluğundaki katkı payını küçümseyenlerin görüşüdür.
***
DEVLETİN, sanatçıyı cezalandırdığı günlerden, ödüllendirdiği günlere gelmesi, yeteri derecede beni sevindirmektedir.
Paylaş