Koordinasyon dönemi başlamalı

TÜRKİYE’NİN kendini yurtdışında, özellikle Avrupa’da tanıtabilmesi için önemli fırsatları var. Bu etkinlik takvimi iyi değerlendirildiği takdirde, AB’nin kültürel açıdan bizi çeşitli yönlerimizle tanıması sağlanacaktır.

Önce, geçmişte gerçekleştirilen kültür çıkarmalarından söz edelim, sonra geleceğin programına bakalım.

İKSV (İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı); "Avrupa’nın önemli kültür merkezlerinde Türkiye temalı festivaller düzenleyerek, Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği sürecinde öne sürülen kültür uyuşmazlığı tartışmasına ve bu engeli aşmaya katkıda bulunmak hedefiyle Berlin’de, Stuttgart’ta festivaller düzenledi."

Önümüzdeki yılların etkinlik tarihleri de şöyle:

2007 Türkiye Şimdi Festivali/Hollanda.

2008 Şimdi Viyana Festivali.

2009 Saison Turquie - Türkiye Fransa’da.

Paris’teki Kitap Furı’nın konuk ülkesi Türkiye olacak.

Bir not düşelim:

Bütün bu etkinlikler, TC Dışişleri’nin, TC Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın, festivallerin yapıldığı ülkelerdeki yerel ve merkezi hükümetlerin destekleriyle gerçekleşiyor.

Buna 2010 "Kültür Başkenti İstanbul" projesini de katabiliriz .

* * *

GELECEĞE
dönük projelerde, bana göre, tanıtma açısından bütün bu etkinliklerden çok daha kapsamlı, çok daha etkili, çok daha işlevsel dev bir fırsat var.

2008 ULUSLARARASI FRANKFURT KİTAP FUARI-ONUR KONUĞU TÜRKİYE

Avrupa’nın çeşitli başkentlerinde yaptığınız etkinliklere gelenlerin sayısını bilemem. Hiç kuşkusuz bunu sayıyla ölçemeyiz, önemli olan gelenlerin bu mesajı anlayacak ve iletebilecek insanlar olmasıdır.

Ama Uluslararası Frankfurt Kitap Fuarı’na gelenlerin hepsi, Türkiye’yi edebiyatıyla, sanatıyla daha yakından burada tanıyacaktır. Fuarı görenler bu yargıma katılacaklardır.

Türkiye’nin tanıtımı için çalışanların birbirinden haberdar olmaları gerekir. Bence bütün gruplar, bu alanda uğraş verenler bir araya gelmeli, ortak bir strateji tayin etmeliler. Herkes, her grup kendi başına çalışırsa, başarı sadece benim ya da bizim olsun mantığından kurtulamazlara, aynı iş birkaç kez yapılır, emek, vakit ve para ziyan olur.

Refik Erduran’ın Yağmur Duası oyunundaki tarlayı pisletme öyküsünü anımsayanlar, koordinasyonun önemini kabul edeceklerdir.

Hep şikáyet ettiğimiz bir durumdur; ama bir türlü de değişmez. Bir kurum gelip elektrik kablolarını değiştirir, yol kazılır, diğer grup telefon hatlarını değiştirmek için aynı yeri tekrar kazar, tam iş bitince bu kez de kanalizasyon için kazıya başlanır.

* * *

TANITMA
işlerinin de böyle olmasından korkuyorum. Çünkü ortak çalışma alışkanlığımızın ve başarıyı bölüşme duygumuzun olmadığını biliyorum.
Yazarın Tüm Yazıları