Paylaş
FAZIL SAY'ın yeni CD'si Stravinski'nin ödül alması, yükselen satış grafiği, klasik müzikteki sanatçılarımızın dünyadaki başarılarının zirveye tırmanışının habercisidir.
Say, daha önce de Bach ve Mozart CD'leri ile dinleyicisine ulaşmış, uluslararası başarı normunu yakalamıştı.
Ya popçular? Dünyada adımızı duyuran popçular nerede?
Türkiye sınırları içindeki kaset savaşlarını kazandıkları an, ödevini yapanların tatminini yaşıyorlar.
Gazetelerin, dergilerin Fazıl Say'ın başarısının üzerinde durmalarını, okurlarına iletmelerini sanat adına talep ediyorum. Klasikçileri yazmaya elleri alışır umudundayım.
Tarkan'ın Şımarık'ı Avrupa'da dinlendiğinde öyle özel sayfalar düzenlendi, o kadar uzun röportajlar yapıldı ki, parçayı duyar duymaz kulaklarımı tıkamaya başladım.
Başarıya hasret bir ülkenin çocukları, en küçük başarıyı büyütecin altında değerlendirirler. Hakları var ama zevkleri yok.
Seni ne ilgilendiriyor, demeyin, gerçek sanatçılara da övgüyü fazla görmeyelim.
Her güzelliği basit magazin anlayışı ile harcamayalım ve bazı magazincilerin astigmatlı gözüyle evrensellik ölçütünü tersinden görmeyelim.
Fazıl Say'dan önce İdil Biret de komple Chopin CD'leriyle takdirname almıştı.
Hürriyet'te uzun bir röportajı yayınlandığından, bu konuda klasik müzikçilere karşı yüzüm eğik dolaşmıyorum.
Güher Pekinel, Süher Pekinel, Gülsin Onay, Hüseyin Sermet, Vedat Kosal, Gülşen Tatu, Şefika Kutluer, Ayşegül Sarıca, Emre Elivar, Tuncay Yılmaz, Saim Akçıl, Aydın Karlıbel, Muhittin Dürrüoğlu Demiriz...
Belleğime ilk anda gelen adlar.
Hepsi de çok sesli müziği, icra ve beste konusunda hakkıyla temsil edenler.
Yukardaki adlar, en az Türkiye'deki popçular kadar gazete ve dergilerde yer kaplamalı. Çünkü sesimizi, Türk adını yurt dışına asıl onlar duyuruyor.
* * *
TEK Türk Diva'sı, büyük soprano Leyla Gencer, Başkent'te düzenlenen Leyla Gencer Şan Semineri'nde, hayatından kesitler aktarmış.
Herkesin, özellikle ünlü sanatçıların, yurt dışında zirveye oynayanların bu konuşmadan öğreneceği bazı hususlar var:
‘‘İnsan köklerini hiç bir zaman inkar etmemeli. Ben Avrupa'ya gidip Avrupalılaşmadım, Türklüğümü her zaman muhafaza ettim. Türk olduğumu her yerde söyledim. İsmimi de değiştirmedim, hep Leyla Gencer olarak kaldım...’’
Opera Mabedi diye nitelendirilen La Scala'nın yıldızının bunları söylemesi çok önemli.
Avrupa'da, Amerika'da yaşayanların, orada başarılı olanların, küreselleşme sürecinde, kendi kimliğini koruması, ulusallığı evrensele taşıması, meselenin özü.
Leyla Gencer'in söylediklerinde bu sırrı keşfedebilirsiniz.
Şimdi gençleri dinliyor, yetiştiriyor, onları opera dünyasının doruğuna hazırlıyor.
Klasik müzikçilerimizin başarı çizelgesinden birkaç ad bile onların bizi sevindiren başarılarının göstergesidir.
Ancak onlara gereken ilgiyi göstermiyoruz, popülerlik uğruna kaliteyi harcarken, iyi sanatçılara, iyi müzik dinlemek isteyenlere zarar veriyoruz.
Kof değerlerin yanıp sönen ışıkları gözümüzü kamaştırmasın.
* * *
LEYLA GENCER'in nasihatini tutalım:
‘‘Ufkunuz genişledikçe sizin ruhunuz da zenginleşir. Her şeyin en iyisini, asilini arayın.’’
Zor bir iştir ama çabaya değer.
Paylaş