Kartpostallarla Çanakkale

ÇANAKKALE ile ilgili yayımlanan kitapların hemen hepsini tanıtmaya çabalıyorum. İki nedeni var.

Haberin Devamı

Biri Çanakkale’yi iyice anlamak, tarihini nesnel bir anlayışla değerlendirmek için bu kitapların okunması gerekir. Zafere değişik açılardan bakan kitapları bir arada okursanız, nesnel bir donanım sağlayabilirsiniz. İkinci nedeni ise 100’üncü yıl vesilesiyle yayımlanan kitapları bir arada okuyabilir, değerlendirip seçebilirsiniz.
Bu bollukta iyi kitabı seçmek gerek. Çünkü yıldönümlerinde heyecanla aldığımız bazı kitapların yıllar sonra ne kadar yüzeysel olduğunu fark ederiz.
Ayrıca özel bir kitaplık düzenliyorsanız, gelecek kuşaklara, çocuklarınıza karşı sorumluluğunuz da fazladır. Çanakkale gibi önemli bir zaferin tarihini yazılardan, tanıklıklardan, anılardan öğrendiğimiz kadar görsel malzemenin de inandırıcılığına ihtiyacımız vardır. Bu görsel malzemelerden birisi de kartpostallar. Eski haberleşme aracında yazılanlar kadar, görsel malzemesi de birçok kentin tarihini yansıtır.
Çanakkale Zaferi’nin kartpostallarını Yusuf Çağlar, “Unutulmasın Diye Kartpostallarla Çanakkale Zaferi” adlı kitabında bir araya getirmiş.
Osmanlı devletinin Almanya’nın yanında Birinci Cihan Harbi’ne katılması dolayısıyla İttifak Devletleri için birçok kartpostal hazırlanmış örneğin. Belgelerde savaş zamanında padişah V. Mehmed Reşad haricinde Almanya İmparatoru II. Wilhelm, Avusturya-Macaristan İmparatoru Franz Joseph ve Bulgar Kıralı Ferdinand’ın kartpostalları bunlar. Cephede yaşanan kadar savaşın “saray”daki tezahürü diğer bir taraftan.
Din adamlarının bu savaşı desteklediklerinin belgeleri kartpostallar sanırım ilgi çekici birer belge niteliği taşıyor. Ressam Ruhi Bey’in fırçasından seferberlik resmi, sanatçının savaşa bakışını simgeliyor. Cevad (Çobanlı) Paşa ile Albay Mustafa Kemal’in kartpostalları halkın onları nasıl gördüğünü kanıtlıyor. Hilâl-i Ahmer (Kızılay) bastırdığı kartpostallarla halkı yardıma çağırıyor.


* * *

Haberin Devamı


ÖZHAN EREN’in “Çanakkale- Bilsen Âşık Olursun” kitabı ise savaş günlüğü olarak tanımlanabilir. Cephede olup bitenler, her iki tarafın taktikleri, stratejileri, o günün yazarları açısından, onların da yorumlarıyla veriliyor.
Okur çoğunluğu onun adını yapımcılığını ve yönetmenliğini yaptığı Son Mektup isimli filmden hatırlayacaktır, filmi görmüş de olabilirler.
Çanakkale Savaşı’nı ele alırken sadece bizim kaynaklarımızla, bizim yazarlarımızın yaklaşımıyla yetinmemiş, yabancı devlet adamlarının, komutanlarının, tarihçilerinin de görüşüne yer vermiş.
Her günü, önemli günlerin kırılma anlarını, küçük zaman dilimlerini bile anlatması okur açısından ilgi çekici olabilir.
Ancak belgelerle, bilgilerin yoğunluğu ve sıkışık, iç içeliği zaman zaman okuru yoruyor.
Alıntılar nesnelliği dengelese de yer yer aşırı övgüler bu nesnelliği bozuyor.
Bir roman gibi kahramanlık destanı okumayı sevenler için yazılmış bir kitap.
Ancak yabancı yazarların –ki çoğu bu konuda tanınmış adlar– yazıları, değerlendirmelerde işinize yarayabilir.


* * *

Haberin Devamı


ÇANAKKALE kitaplığınızı zenginleştirebileceğiniz, nitelikli kütüphane için bilgi içeren kitaplar.

Yazarın Tüm Yazıları