Mehmet Akif Ersoy hakkında inceleme yapacaklar, onu farklı kalemlerden okumak isteyenler için çok önemli bir kitap yayımlandı:
Sessiz yaşadım. Matbuatta Mehmet Âkif (1936 - 1940) Kitabı İsmail Kara ile Fulya Bayramoğlu hazırlamış. Zeytinburnu Belediyesi de yayınlamış. Yerel yönetimlerin bu tür yayınlar yapmasını her zaman desteklerim. Desteklemeye de devam etmeliyiz. Çalışma; İstiklâl Marşı şairinin 75.ölüm yıldönümü dolayısıyla yayınlandı. Sessiz yaşadım adı, onun şiirinden geliyor. Onu okuyalım: Toprakta geçen gölgeme toprak çekilince, Günler şu heyûlâyı da ergeç silecektir. Rahmetle anılmak, ebediyyet budur amma Sessiz yaşadık kim beni nerden bilecektir? Zeytinburnu Belediye Başkanı Murat Aydın, “Âkif, Türkiye’nin ‘kurucu ruhu’dur” yazısında onun ölmezliğine değiniyor: “Her memleketin bir ruh temeli vardır. Her milletin de bir ruh derinliği ve zemini vardır. Bizim milletimizin ve memleketimizin temelinde de Mehmet Akif Ersoy vardır. Mehmet Akif Ersoy, Yirminci yüzyılın başlarında varlık-yokluk mücadelesiyle karşı karşıya kamış olan Türkiye’nin en büyük ruh dirençlerinden birini, neredeyse tek başına oluşturmuş, dişiyle, tırnağıyla, kalemiyle, sesiyle, hasılı ciğerlerinden kopup yükselen çığlığıyla ortaya çıkarmıştır. Milletimizin damarlarındaki derin gücü kuvveden fiile geçirmiştir. Büyük badirelerle karşılaşıldığında, maneviyattan en uzak milletlerin bile tarihlerine döndüğünü, topraklarının derinliklerinde bir kuvvet mihveri aradıklarını bugün de müşahade etmekteyiz. Bu aşamalarda genellikle büyük şairler, hatiplyer, düşünür ve yazarlar ortaya çıkar, o millete bir tutamak noktası gösterirler. Bir yol gösterirler. Bir çıkış gösterirler. Dar geçitlerden geçmekte olan milli kervana ikazlarda ve telkinlerde bulunurlar. Ne mutlu bize ki bizim millî kazancımız Âkif’tir.” İsmail Kara, Sunuş’ta Âkif için yapılan çalışmalara eleştirel bir gözle bakıyor, bazı alıntılar yapıyor ve bizim biyogrefi geleneğimizin durumu konusunda bilgi veriyor. Kara, ayrıca kitabın özelliğini, içeriğini tanıtıyor bu yazısında: “Tamamlanması birkaç yıl süren elinizdeki kitap Âkif biyografisini ve onun etrafındaki hissiyatı ve tartışmaları bir miktar daha aydınlatmak maksadıyla ve zevkel hazırlandı. Aslında kısa bir dönemin basınını tarayarak çalıştık; Mısır’dan döndüğü 1936 Haziranından vefatı ve akabinden gelen birkaç yılın süreli yayınlarını, kütüphane koleksiyonlarının elverdiği ölçüde gözden geçirerek ilgili haber, yorum, hatıra ve yazıları kronolojik olarak aldık. Bunları tamamlayıcı notlar, kaynak bilgileri ve ek metinlerle zenginleştirmeşe gayret gösterdik. Bir araya getirilen bu irili ufaklı bu yazılarla (toplam 311 adet) Âkif’in Mısır’dan dönüşü, İstanbul’da karşılanışı, hastalığının seyri, tedavi safahatı, ev ve hastane olarak kaldığı yerler, ziyaretçileri, röportajları, vefatı, cenazesi, defni, mezarının yapılması teşebbüsleri, anma toplantıları, broşüryer, şiirinin ve fikirlerinin yeniden değerlendirilmesi, tarafların tartışması, vefatı için düşülen tarihler, hakkında yazılan şiirler, hatırat yazıları, ona dair çıkan kitapların basındaki yansımaları, toplumdaki Âkif hissiyatı...” Fulya İbanoğlu, Giriş’te Âkif’in yaşamını, katlandığı zorlukları, aşmak zorunda kaldığı kimi zaman aşamadığı engelleri anlatıyor. Yazıda, onunla ilgili derli toplu bir hayat hikâyesini okuyoruz. Yazarların ona karşı tavırlarını, tavırlarındaki değişiklikleri de kitapta yer alan yazılardan izlemek mümkün. Matbuatta çıkan yazıları okuduğunuzda, birtakım sonuçlara varacaksınız. Âkif olayını derinden bilmeyenler, Cumhuriyet tarihinde devletin, iktidarın yakın durduğu insanlarla uzak durduğu kişilere yaklaşımın da nasıl olduğunu görecekler. Bu tür yazılar, kitaplar siyasete göre kendi durumunu tayin eden insanların her devirde olduğunu bir kez daha gösterecek. Yazılardan çıkacak sonuçtan acaba yetedrli bir Âkif portresi çıkacak mıdır? Matbuatın değişkenliği ve bazı kişilerin portreleri çıkacaktır ama onun için evet demek zor. Ben böyle kitapların yalnız bir kişi açısından değil, dönem ve basın açısından taşıdığı değerleri öne çıkarmasından da önesenmesi kanısındayım. Yazıları yer alanlarla iglili kısa biyografik notlar, kaynaklar bölümü kitaba emek harcandığını ve ciddi biçimde hazırlandığını gösteriyor. Kitaplıklarımızda bulunması gereken bir çalışma. (Sessiz Yaşadım, Matbuatta Mehmet Âkif 1936-1940, İsmail Kara-Fulya İbanoğlu, Zeytinburnu Belediyesi Yayınları)
KİTAPTAN
Türk vatanı şairsiz kalmıştır (Payami Safa) En büyük vatan şairlerimizi aruz yetiştirdi. Namık Kemal’le başlayan, Tevfik Fikret’le devam eden vatan şiiri, dün, Mehmet Âkif’le beraber toprağa girmiş sayılabilir. Milli veznimiz hece olduğu halde, hece şairlerimiz için Namık Kemal’in Vaveylâ’mı, Kaside’si gibi, Tevfik Fikret’in Sis’i Rubabın Cevabı, Millet Şarkısı gibi, Mehmet Âkif’in Çanakkale’si ve İstiklal Marşı gibi, bir milletin hafızasında her mısraı atalar sözü haysiyetiyle malolan, vatanın büyük günlerinde bir ağızdan haykırılan, en perakende ve şaşkın ruhları bile tek bir müdafa aşkı ve iradesi içinde bir araya devşirerek ayağa kaldıran, millî vasfına tam layık bir şairimiz çıkmadı. Namık Kemal’den ve Tevfik Fikret’ten sonra, iki günden beri, Mehmet Âkif de yoktur, Vatan şiirinin bu üç büyük zirveli sıra dağları üstüne ölümün kara bulutları indi. Bütün ölçüleri ve haysiyetiyle düşünürsek, bugün Türk vatanı şairsiz kalmıştır.
DOĞAN HIZLAN’IN SEÇTİKLERİ
Yılmaz Özdil / İsim Şehir Hayvan / Doğan Kitap Niall Ferguson / İmparatorluk / YKY Mehmet Murat Somer / üç Pastoral ve Pastorize Tablo / Everest Honore De Balzac / Louis Lambert / İş Bankası Kültür Yayınları Vecdi Çıracıoğlu / Mayhoş Zamanlar / Marjinal Kitap