Paylaş
Hiç kuşkusuz bu konuda edebiyat tarihi, zamanın kadın dergileri en yararlı kaynaklardan biri niteliğini taşıyor.
Kadın yazarlarımızın 19. yüzyılda başlayan kadının özgürlüğü, bireyselliğine kavuşması konusundaki çalışmalarına, kitaplarına her zaman başvurulmalı.
Kitaplar bu tarih için önemli belge ve bilgiyi içeriyor ama dergilerin bugünkü dile aktarılması, okunmasının mümkün olması gerekiyor.
Toplumsal yaşamımıza değgin, Osmanlı’nın son yıllarında veya Cumhuriyet’in ilk yıllarında yayımlanmış kimi dergiler üniversitelerde tez konusu yapılıyor. Ne yazık ki bu çalışmalar kitaplaşmadığından sadece üniversite mensupları, akademisyenler arasında kalıyor. Yararlanma alanı sınırlı bir çevrede kalıyor.
Cumartesi günü tanıttığım kitap, kitaplaşmış istisnalardan... O da sütunumun elverdiği ölçüyle kısıtlı.
Bu kitapları okurken bazı sorular zihnimizi kaplıyor.
Türk kadınının şehirde Doğu-Batı arasında gidip gelen yaşamı, modernleşme etkileri Anadolu kentlerine de aynı hızda yayıldı mı? Yayıldıysa ne oranda gerçekleşti? Onun da kendi içinde tarihi yazılmalı. Örneğin kırsal kesimin Batı’dan gelenle temas etme derecesinin tam tarihi yazılmalıdır.
Edebiyatımızın bu konuda bize ilgi çekici bir grafik sunduğunu biliyoruz. O dönemlerde yaratılan kahramanların bugünkü durumu nedir?
Çeşitli yönlerden soruna yaklaşmak, bütüne giden çalışmayı güçlendirir.
Cumartesi günü tanıttığım Osmanlı Hanımları Mutfakta bu açıdan okunmalıdır. Alışılmış deyimle zamane kadını konusunda bize bazı ipuçları veriyor. Eski kuşak mutfağa daha çok vakit ayırabiliyordu. Çünkü çalışan kadın sayısı azdı, şimdi mutfak değişti, haliyle yemek pratiği de değişti. Hiç kuşkusuz yemeğe meraklı, her ne yaparsa yapsın mutfağa kapanan kadınlardan söz etmiyoruz.
Bu kitapta Osmanlıca kadın dergilerinde yemek ve mutfağa dair makaleler toplanmıştı, kanaatimce bir başkası da bu dergilerde toplumsal hayata dair makaleleri ele almalı.
***
ESKİ kadın dergilerinde kadınların mesleklere girişini, onların modernleşmesini anlatan çok önemli yazılar toplamını bir gün okumuştum.
Burada birçok işin nasıl Türk kadınlarına yavaş yavaş açıldığını gördüm.
Şimdi küçük sermayelerle kadınların kendi başlarına işler kurduğu bir düzen var. Sermaye alıyorlar, ondan ticarethane yaratıyorlar. Çünkü kadının ekonomik bağımsızlığı bireysel özgürlüğün birinci koşuludur.
Peki bugünkü kadın dergileri nasıl? Eskisi gibi toplumsal işlevini sürdürüyor mu?
Kadının yerini çok yönlü olarak tartışıyorlar mı? Buna gerek var mı veya her gün dile getirdiğimiz ‘kadına şiddet’, ‘çocuk gelinler’ ve benzeri toplumsal/sosyolojik meselelere değiniyorlar mı? Kadın yazarlar, kadın okurlara, bir misyon mesajı veriyorlar mı? Onları aydınlatıyor, bilinçlendiriyorlar mı, yoksa sadece edebi işlevlerini yerine getirmekle yetiniyorlar. Hatta sadece makyaj tarifleri ve erkeği elinde tutmanın yollarını mı yazıyorlar?
Dergilerin tarihi de bazı görüşler kazanmamızı sağlayabilir.
Yemek kitaplarından esinlenerek bu yazıya başladığıma göre, yemek yazarları konusuna da değinmek gerekiyor. Yemek kitabı yazarlarının çoğu kadın.
Önceden sadece yemek tariflerinin yer aldığı kitaplarla sınırlıydı yayınlar. Şimdi mutfakta bulunması gerekenlerden sofra tanzimine kadar bilgiler yer alıyor. Kitapların bir bölümünde mutlaka bir sözlük bulunuyor! Bunlar bile değişen bir şeylerin göstergesi.
***
YEMEK, mutfak önemlidir, yaşama biçimine dair çok önemli ipuçları taşır.
Paylaş