Paylaş
Merkezi, sevimli, herkesin ulaşabileceği şirin bir yer. İçeri girer girmez, çok sevdiğim bir deyişi anımsadım:
“Küçük güzeldir”.
Girişin sağında bir kafe, sol tarafında hediyelik eşya reyonu. Mekânı gayet akıllıca kullanmışlar; çalışmalarını, birikimini bildiğimiz Oya Eczacıbaşı’nın elinin değdiği, her metrekarede anlaşılıyor.
Müzelerdeki hediyelik eşya bölümü benim ilgimi çeken yerlerden biridir.
Eski İstanbul Modern’i daha önce gezenler, koleksiyondan bazı parçaları görmüşlerdir. Geçici mekânda gördüğümüz koleksiyondan parçalar daha önce sergilenmeyenlerden seçilmiş. Böylece koleksiyonun çok beğendiğim yeni parçalarını da görmüş olduk.
Mekânın her katını gezdim, kütüphanenin varlığı, sergileri gezenlerin dinlenerek okumalarını sağlayacak zenginlikte. Eğitim bölümü de müzenin önemli bir işlevine de binada yer verildiğini gösteriyor.
Ziyaretçiler, hem iyi bir koleksiyondan seçilmiş parçaları hem de Anthony Cragg gibi büyük bir heykeltıraşın yapıtlarını görecek.
***
ÜLKEMİZDE heykele gösterilen ilginin azlığından her zaman yakınmışımdır. Birçok resmi ve özel kurumlar, bankalar, holdingler bir türlü heykele yer vermemişlerdir.
Oysa girişlerdeki büyük espasların çıplaklığı beni rahatsız eder, boşluk duygusunun insanı tedirgin edeceğini hepimiz biliriz.
Yalnız İstanbul değil birçok kentimizde heykel yoktur.
Anthony Cragg’in ‘İnsan Doğası’ adlı sergi kataloğunun başında Oya Eczacıbaşı’nın yazısında, heykeltıraşın uluslararası değeri, heykellerinin özelliği, malzemesi konusunda bilgi veriliyor.
Katalog sıralaması:
- Desenler
- John Wood’un Tony Cragg söyleşisi
- Heykeller
- Makrokozmostan Mikrokozmosa
- Cam Yapıtlar
- Biyografi.
Levent Çalıkoğlu, ‘İnsan Doğası ve Ötesi’ yazısında onun yerini belirliyor:
“Günümüzde heykel sanatının en özgün, en yenilikçi sanatçılarından biri Anthony Cragg. 40 yılı aşan kariyerinin her evresi heykel sanatına kattığı yeni fikirler ve kavramsal açılımlarla şekillendi, üretimleri her kuşağın merak ve ilgisi ile karşılaştı.
Çağdaş sanatın disiplinler arası dönüşümlerle yeni ifade arayışlarına evrildiği bu süreçte, Cragg heykel sanatının doğasını oluşturan kütle, boşluk malzeme, ölçek gibi ayırt edici özellikleri kendi zamanının güncel fikir ve kavramları ile buluşturdu.”
Sanatçı söyleşisinde sanatı ve sergisi hakkında soruları yanıtlıyor.
Sergiyi gezerken ‘Koşucu’, ‘Hakiki Plastik Aşk’, ‘Katedral’, ‘Erken Biçimler’, ‘Salgılar’ın özellikle dikkatimi çektiğini belirtmeliyim.
Sanatçının cam heykelinin önünde mutlaka durun derim. ‘Dalıp Gitmiş’e bakarken bir özdeşlik duygusuna kapıldım.
‘Sahte İdoller’ heykelden yola çkıp bir düşünce odağına çekiyor sizi. Fikrisabit bir saplantının yarattığı form.
“İnsan doğası nedir, şekle nasıl yansır” üzerine yorumlamaya çağırıyor bizi.
***
GEÇİCİ mekânda kalıcı sergiler göreceğiz. Bu sergi onu düşündürdü bana.
Paylaş