İnternet peynirin tadını vermez

Doğan HIZLAN
Haberin Devamı

Time Dergisi’nin kapak konusu, hepimizi ilgilendiriyor. Şimdi değilse bile yakın gelecekte, İnternet'in hayatımızdaki yerine değiniyor.

‘İnternet, alış veriş yapanların cenneti olacak'mış. Bir click'le dünyadaki her şey evinizde. İstediğiniz önünüzde,istemediğiniz arkanızda.

Daha çabuk, daha ucuz, daha iyi. Slogan bu.

Bilgisayarı severek kullanırım, bilgisayarsız dolaştığım an yok. Ne var ki, hayatımın zevklerine müdahale etmesine rıza gösteremem.

Benim seçiciliğim, teknolojiye kurban mı ediliyor, diye paniğe kapıldım.

Sizi bilmem ama benim için alışveriş, beş duyumun da hareketiyle gerçekleşir.

Alacağım peyniri tatmadan, sertlik, yumuşaklık derecesini, tuzluluk oranını tespit etmeden, koklamadan, peynir bıçağının ucundakini ağzıma atmadan, kedi maması gibi alıp onu eve götüremem ki.

Alacağım kumaşa dokunmadan, astarını, düğmelerini seçmeden terzime gidemem.

Şeftalinin o renk dönüşümlerine bakarak, göz zevkimi tatmin etmeden alamam.

Manavım, eriklerin bile çeşidi konusunda bana bilgi verir. Bayır turbu ne zaman gelmiş açıklamada bulunur.

Üstelik manavların o rengarenk dünyasının görsel estetiğini, hangi bilgisayar ekranı bana verebilir.

Time bir soru soruyor: ‘Bu, 21. yüzyıl kapitalizminin yüzü müdür?' Soran da, ben de buna evet diyorum.

İnsanın büyük ölçüde, gerçek hayattan, beş duyusunu dumura uğratarak kopması, kişiyi şizofreniye sürükleyebilir.

Yabancılaşma dediğimiz hastalığın kaçıncı devresindeyiz acaba?

***

MODERN ve gönüllü köleliğin kurucularından Bill Gates, hepimizi, ‘Bilgi parmaklarızın ucunda,' diye kandırmıştı. Oturuş o oturuş, gerçekten de taburelerimizden kalkamıyoruz.

Bilgisayar zenginleri, hız kültürü konusunda olağanüstü mesafe kat ettiğimizi söylüyorlar. Ben de onlara Çinli gibi sormak istiyorum:

Hızdan artakalan zamanda ne yapacağız?

Bönce bir soru değil mi? O zaman da gene ekranlarınızın başında bilgisayar oyunlarıyla vakit geçireceğiz.

Hasılı anlayacağınız, bilgisayar başındaki mevzii terk etmek yok. Yeni zenginlerin servetini eksiltmeye hakkımız var mı?

Bu konuyu tartışırken, arkadaşım benim tezime itirazda bulundu. Orada her şeyin bütün özellikleri belli olduğundan, insan ne aldığını bilir, dedi. Ona göre, İnternet’le alışverişte bir gariplik yok.

Doğruluk payı olsa da şeftaliyi koklamayan, peyniri tatmayan biriyle tartışmayı kestim. Marketçi takımından biri.

Zurnada peşrev olmaz, ne çıkarsa bahtına, sözünün ticaretteki geçerliliği yeni yeni kalktı.

Şimdi her şeyin kapalı kutular, paketler içinde satıldığı marketlerle, dükkanların farkına geldi sıra.

Peynircim, geçen hafta istediğim biberli kaşarın geldiğini bir müjde edasıyla verir.

Pastanenin tezgahtarı ya da müdürü, yeni gelen ustanın yeni ürününü bana sunar, fikrimi sorar.

***

SIRA kitap ve CD alış verişine geldi.

Eskilerin deyimiyle o bahs-i diger.













Yazarın Tüm Yazıları