İstanbullu başlığı altında da, Alp Sime’nin fotoğrafları yer alıyor.
Fotoğraflardan bazıları, yalnızca İstanbul’dan değil, Türkiye’den de görüntüler içeriyor.
Peçeli kadın, Oyuncak satıcısı adam, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşması, Bir kar fırtınasında uzun süre araç bekleyenler, Kahvede iskambil oyunu gibi.
Emine Sevgi Özdamar, Látife Tekin, Mehmet Murat Somer’in İngilizce’ye çevrilmiş kitapları hakkında da tanıtma yazıları yer alıyor.
* * *
REINA LEWIS’in Harem Literature from East to West’i (Doğudan Batı’ya Harem Edebiyatı) bir yabancının bu kavrama ilgi çekici yaklaşımının örneği.
Benim en çok dikkatimi çeken Will Brady’nin Alamanci yazısı oldu. Yazı sinema yönetmeni Fatih Akın’ın bir saptamasıyla başlıyor:
"İki kültürü bir araya getirdik, biz yeni Almanlarız."
Çokkültürlülük, etnik-kültür açısından yabancı nüfus üzerine tartışılması gereken yargılar var bu yazıda. Tevfik Başer’in 40 Metrekare Almanya filmi üzerine yorumlar ileri sürüldükten sonra, Almanya’daki Türklerin nasıl nitelendirildiği konusundaki düşüncesi ince bir ayrımı gösteriyor.
"Türkler Alamanci, Alman değil, Almanlar gibi."
Özel sayıların eleştiriye açık yanları, seçilen örneklerin Türk edebiyatını temsil etmede yeterli olup olmadığıdır.
Ya da Türk edebiyatını başka kaynakları araştırma olanağı bulamadıkları için eksik tanıtacakları ya da yanıltıcı olacakları düşüncesidir.
* * *
BEN bu tanıtmaların gene de yararı olduğunu savunuyorum. Başkaları da farklı bakış açılarıyla kendi Türkiye sayılarını hazırlayabilirler.