İç dünyaların ressamı Zeid

Adile Laidi – Hannieh’in yazdığı, ‘Fahrelnissa Zeid-İç Dünyaların Ressamı’, Zeid’in sanatının yanı sıra yaşamını dünyanın önemli şehirlerinde sürdürmüş bir Cumhuriyet sanatçısının dalgalı yaşamını da dile getiriyor. İyi bir ressamın yaşamı, eserlerini oluşturma çizelgesi, kitabı önemli kılıyor.

Haberin Devamı

İç dünyaların ressamı Zeid
‘Fahrelnissa Zeid – İç Dünyaların Ressamı’ Adile Laidi–Hannieh Çev.: Esin Berktaş, Çiçek Öztek Res Yayınları

Resim sergilerinde eserleri sergilenen ressamların hayatına, sanatına dair kitapların yayımlanması, sergiden sonra da sanatçının kalıcı kılınmasını sağlıyor.

Fahrelnissa Zeid’in Dirimart’taki sergisini gezdim. Hiç kuşkusuz daha önce de ressamın tablolarını çeşitli sergilerde gördük, bunların başında İstanbul Modern geliyor.

Bir kez daha bu resimleri görmek, Türk resminin önemli bir sanatçısını daha yakından tanımamazı sağlıyor.

Bu sergi sırasında önemli bir kitap da yayımlandı.

Adile Laidi – Hannieh’in yazdığı, Esin Berktaş ve Çiçek Öztek’in dilimize çevirdiği ‘Fahrelnissa Zeid – İç Dünyaların Ressamı’.

Haberin Devamı

Sanatının yanı sıra bir Cumhuriyet sanatçısının dalgalı yaşamını da dile getiriyor.

Dünyanın önemli şehirlerinde hayatını sürdüren ressamın kitabındaki bölümler:

  • Yaşamını ve Sanatını Şekillendiren Yıllar 1901-33.
  • Altüst Oluş ve Arayışlar
    1934 – 40.
  • Kendi Olmak 1941 - 46.
  • Londra, New York ve
    Soyuta Yönseliş.
  • Fahrelnissa ve Nouvelle
    Ecole de Paris 1949 – 57.
  • Kişisel Trajedi ve Sonrası
    1958 – 61.
  • Işık, Deniz ve Kâinata Giriş
    1962 – 69.
  • Yenilenme ve Geri Dönüş
    1970 – 74.
  • Fahrelnissa’nın Geç Dönem Üslubu 1075 -91.

İsmini nasıl aldı?

“(...) 1928 yılının Ağustos ayında, Atatürk’ün bu görev için oluşturduğu alfabe komisyonunun bir toplantısında Fahrelnissa karizmatik önderin tam yanında oturur. Türkçe ‘u’ sesli harfinin Almanca ‘ü’ harfinin uyarlanması konusundaki karar verilirken Atatürk içinde ‘ü’ harfinin geçtiği örnek olarak ‘Fahrünissa’  kelimesini yazar. Fahrünissa, Atatürk’ün üstüne ismini yazdığı kartı alır ancak daha sonra ismindeki ‘ü’nün iki noktasını kaldırarak Fahr–el–Nissa, en son kısalttığı haliyle de Fahrelnissa şeklinde Arapça–Türkçe karışık bir yazım icat eder.

‘Meşhur Bir Ailede Doğmak’ bölümü, ilerdeki olayları, kişileri tanımak için okunması gereken bir bölüm. Fahrünnisa Şakir Kabaağaçlı, 6 Aralık 1901’de İstanbul Büyükada’da doğdu. Burjuva bir ailenin bireyiydi. Ailenin kişilerini, tarihini kızı Şirin Devrim, ‘Şakir Paşa Ailesi’ kitabında yazdı. İzzet Melih Devrim ile evliliği sürecinde birçok Avrupa ülkesini gezdi, oraların müzelerine gitti.

Kızı sanatçıyı bakın nasıl tanımlıyor:

“Karmaşık bir karaktere sahip, destansı, gayri pratik, cömert, savurgan, aceleci, iyi kalpli, sevgi dolu ve bağışlayıcı. Korkusuz kararlar veren ve sonuçlarını düşünmeden çeşitli durumlara atılabilen cesur bir kadındı.”

Haberin Devamı

Emir Zeid ile 1929’da tanışır, İzzet’ten boşanıp Atina’da onunla evlenir.

Fahrelnissa, Avrupa’daki sanatoryumlarda yatmalardan sonra İstanbul’a gelir, Fikret Adil sayesinde İstanbul’daki çevre ile tanışır. Sergilere katılır. Sanatçı çalışmaları için ne diyor? “Genellikle ne resmi yaptığımı ancak resim bittiğinde anlarım. Bazen, resimlerimden birinin bana ne kadar yabancı olduğunu; ne kadar çok, ne kadar çeşitli olduklarını gördüğümde şok geçiriyorum.”

Aldığı Fransız eğitimi ile Paris’te, Londra’da çeşitli sergiler açar.

Hayatı değiştiren olaylar vardır.

Ressamın da hayatını dönüştüren olay bölümü kitapta şöyle yazılmıştır:

“1958 yılında olanlar Fahrelnissa’nın hayatını sonsuza kadar dönüştürür. O ay Emir Zeid’in büyük yeğeni, yirmi üç yaşındaki Kral II. Faysal ve Irak kraliyet ailesinin pek çok üyesi, ülkede yapılan bir darbenin ardından vahşi bir şekilde öldürülür. Saray bahçesinde kurşuna dizilirler. Bazıları uzakta olduğu için kurtulurlar. Uzun yılların başbakanı Nuri el Said, kadın kılığında ülkeden kaçmaya çalışırken öldürülür.”

Haberin Devamı

Bütün bunları bizim kuşak yakından yaşadı, öğrendi.

Sanatçının en önemli günleri, Türkiye’de iki retrospektif sergisinin açılmasıdır.

Bir katalogda yer alan şiirini okuyalım:

Hayat bana serenat yaptı ve ben dört dönüp dans ettim bir çingene gibi

Yılları alabora ettim, aştım, bozdum

ıstırabımın sağlıksız tertiplerini

Paniğe kapılmış, susuz, yarı kör vaziyette,

peşimden koşarlarken ben infernoya koştum, inferno aldı beni girdabına

ve ben işte bu yüzden mutluyum.

1991’de Amman’da vefat eder.

İyi bir ressamın yaşamı, eserlerini oluşturma çizelgesi bu kitabı önemli kılıyor.

 

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları