Müzik festivallerini çağrıştıran şehirler. Sıcak, ıssız, sıkıcı, bunaltıcı yaz günlerini vahaya çeviren mucize: Müzik.
Mustafa Nafiz Irmak’ın şarkısının çok sevdiğim bir dizesi, beni yalnızlığa sürükler:
"Çiçeksiz, nağmesiz vahşi çöllerde."
Benim çocukluğumun yazları böyleydi, Türk müziğinin icra edildiği bahçeler vardı sadece. Bir de otellerin loş salonlarında çalınan piyano. Müziğin görkeminden uzak avare yazlar.
Ancak, yazlar böyle geçmiyor artık. İçimizi ısıtan baharın ardından, yaz mevsimi müzikle merhaba diyor, müzikle devam ediyor ve müzikle veda ediyor bizlere.
Bu seneki bütün festivaller de tarihi mekánlarda başladı.
Klasik Müzik 22 Mayıs’ta Mersin’de Kanlıdivane, Tarsus St. Paulus Müzesi ve Kızkalesi gibi değişik tarihi mekánlarda dinleyicilerine ulaştı.
36. Uluslararası İstanbul Müzik Festivali 6 Haziran’da Aya İrini’de, 15. Aspendos Uluslararası Opera ve Bale Festivali 7 Haziran’da Antalya’da Aspendos’ta, 22. Uluslararası İzmir Festivali de 9 Haziran’da Bergama Asklepion’da açılacak. Ne mutlu bize ki, artık bu mekánları değerlendirebiliyoruz.
Ankara’da ve Mersin’de klasik müzik sevenleriyle buluştu. Şimdi İstanbul’da, Antalya’da, İzmir’de festivalin sesleri, mehtaplı gecelerde yıldızları parlatacak ve seslendirecek. Sesler kesilmeyecek ve başka yazlık yerlerde sürecek. Müzik bizi, nota nota bütün bir mevsim boyunca izleyecek.
Hayatınızı güzelleştiren, tekdüzelikten, kakofoniden kurtaran bu festivallere olan estetik borcunuzu; ancak giderek, o sanatçıları dinleyerek ödeyebilirsiniz.
* * *
6 HAZİRAN’da Uluslararası İstanbul Müzik Festivali, bu sene Aya İrini’deki duygulu, hüzünlü, vefalı bir törenle başlıyor. Kısa bir süre önce aramızdan ebediyen ayrılan, gerçek Türk Diva’sı Leylá Gencer için bir film yapıldı, o gece gösterilecek. Leylá Gencer’in sesini çok beğendiği soprano Yelda Kodallı, ustası için La Traviata’dan bir arya söyleyecek. Kodallı, daha önce Topkapı Sarayı Müzesi’nde Mozart’ın Saraydan Kız Kaçırma operasında rol almıştı, daha sonra da bunun kaydı yayınlandı.
Ona Wiener Kammerphilarmonie eşlik edecek.
Yıllarca İstanbul Müzik Festivali’nin sanat yönetmenliğini yapan, İstanbul operasının kurucusu, tenor Aydın Gün’ün anısına da bir film yapıldı. Bu da, aynı gece perdeye gelecek.
İstanbul Festivali, daha ayrıntılı bir başka yazıyı hak ediyor. Çünkü, 36 yıldır en iyisini vermek için çabalıyor.
Aspendos Opera ve Bale Festivali de 15 yıldır Antalya’yı şenlendiriyor.
Tıpkı bu sene 22. yılını kutlayan Uluslararası İzmir Festivali’nde olduğu gibi. Bence oraya giden bizim yurttaşlarımız kadar, yabancı turistler de Türkiye’nin bir yüzünü daha tanıyor.
* * *
SICAK yaz günlerinde iki şeyi tutkuyla ararım.
Kitabımı ve müziğimi. Bilirsiniz, doğa güzelliği ancak sanatta yaratılınca beni cezbeder.
SON DAKİKA NOTU:
Açılış konserinde Wiener Kammerphilarmonie Orkestrası’nın eşlik edeceği genç viyolonsel sanatçımız Benyamin Sönmez’e, Avusturya Büyükelçiliği vize vermiyormuş. Benyamin Sönmez genç yaşında pek çok yarışmadan ödülle dönmüş, Rostropoviç’in övdüğü bir sanatçı. Ayrıca Benyamin Sönmez, orkestradan elçiliğe davet mektubu götürdüğü halde, vizeyi alamıyormuş.
Yetkililer yarın (yani pazartesi günü) vize için belki kelimesini kullanıyorlarmış.