Hiç korkmadığımız fare

Disney, yaratım öyküsünü şöyle anlatıyor:

‘‘Ben dahil birçok kimse fareden korkar ama bu fare hepimize sempatik geldi.’’

Miki Fare'nin en parlak olduğu 1930'lu yıllarda 87 filmi çekilmiş, çünkü Miki Fare ve diğer karakterler artık aile yaşamının içine girmişlerdi:

Minie Mouse, Clarabelli Cow, Horacecollar, Goofy, Pluto, Donald Duck, Peg-Leg Pete.

Sevimli fare birçok rolde oynadı, itfaiyeciden kovboya, káşiften dedektife kadar.

Mickey Mouse öylesine sevildi ki, ünü Amerika'nın sınırlarını aştı ve her yerde bir başka isimle tanındı.

Fransa'da Michel Souris, İtalya'da Topolino (ki sonradan Fiat küçük otomobillerden bir modeline bu adı verdi), Japonya'da Miki Kuchi, İspanya'da Miguel Ratoncito, Latin Amerika'da El Raton Miguelito, İsveç'te Muse Pigg, Rusya'da Mikki Maus adıyla ünlendi.

Tunç Başaran'ın filmi Uçurtmayı Vurmasınlar'da, küçük oyuncu Barış, Miki Fare'li donunu kirletir ama annesine de Miki yaptı der. Her çocuğun sempatik arkadaşıdır çünkü o.

* * *

İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI'nın ünlü Normandiya Çıkarması'nı (D-Day) gerçekleştiren Müttefik Kuvvetler'in şifresi, Mickey Mouse'du.

Miki Fare'nin kimliği tam bir Amerikalı'ydı ve orada çok sevildi. Çünkü Amerikan ailesi anlayışını yansıtıyordu. Miki Fare, kız arkadaşı Minnie'ye sadıktı. Üstelik yalın bir tipti, herkes tarafından anlaşılabiliyordu.

Cumhurbaşkanı Dwight D. Eisenhower, Miki Fare'nin çocuklara aşıladığı özelliklerin önemini vurgulamıştı.

Yale Üniversitesi'nde; Nobel Ödüllü Alman yazarı Thomas Mann ile birlikte onurlarına düzenlenen bir toplantıda Prof. William Lyon Helps, Disney'in ‘‘Hayvanlara ruh verdiğini’’ söyledi.

İnsanların yaşamını belirleyen en önemli zamanın çocukluk olduğu gerçeği, onunla bir kez daha kanıtlanıyor.

Disney, çocukluğunu çiftlikte geçirdi, hayvanlarla yakınlığı böyle başladı.

Sanatçının yaratıcı gücünün en belirgin örneklerinden biridir Miki Fare. Çünkü yıllardır onu sevgiyle seyrettik, çizgilerini duvarlara astık.

Hepimiz sevimli Miki Fare'nin tişörtlerini giydik, silgilerini kullandık, kalemleriyle yazdık.

* * *

SANAT, yaratıcılık bu. Hayatımıza giren bir tip unutulmuyor.