Paylaş
Eski bir dostunuz sizin karşınıza bir kitapla çıktığında elbette hem şaşırıyorsunuz hem de seviniyorsunuz.
Kırtasiyecime sık sık uğruyorum.
Bir gün bana bir kitap verdi.
“Motorda Kimse Kalmasın
Uğur Gergin
İletişim Yayınları”
Uğur’la ben yıllarca Altın Kitaplar Yayınevi’nde birlikte çalıştık. Yayınevinde müessese müdürlüğü yapıyordu, kitapların müsveddesinden sonra basılmış ve ciltli halde onun elinde görüyorduk.
Kitabın başında beni yıllar öncesine götüren duygulu bir ithaf yazısı var: “Motorda Kimse Kalmasın adlı altı öyküden oluşan kitabımı okumanı isterim.
Yaşım icabı, iş yükünden hatırı sayılır ölçüde azade olmamla ivmelenen ‘Kalem İşçiliği’mde (bu tabir rahmetli Orhan Boran’a aittir) yazmaya yönelik eğiliminden birkaç aktarım yapmak istiyorum. 10 yıl kadar önce özgeçmişimle ilgili bir anı yazma düşüncesiyle yola çıkmış, kısa kısa notlar almış ve bunları klase etmiştim.
Bir süre sonra bu işin pek de arzu ettiğim gibi olmayacağını düşünüp yazma istikametimi öyküler ve roman olarak iki yönde ilerleme kararı verdim. O tuttuğum küçük notlar çok işime yaradı. Zira bu sayede farklı yönleri ile ama hayatın içinde yer tutabilecek kahramanlarımı kurgularken pek de zorlanmadım.”
Girişte benim de dostum Ahmet Salcan’a teşekkür var.
Kitapta yer alan öyküler:
- Marklin Treni’nin Son Durağı
Öyküdeki Levent tipi hepimizin geçirdiği değişimlerin tipik bir örneği. Koleksiyonculuk yaşamasının dayanaklarının başlıcası, pul biriktiriyor. Zaman içinde çakmak koleksiyonu yapıyor. Bir gazete yazısı hayatının amacı oluyor.
Analog fotoğraf makinelerini de anılar köşesinde saklıyor.
18 Lokomotifli Marklin Z model tren koleksiyonu satılıktır. Birol Bey ve Levent Bey hoş tipler, tutkulu olmaları benim dikkatimi çekiyor. Öykünün kahramanları gündelik insan yaşamının acılarla, tesellilerle dolu kesitlerini başarıyla yansıtıyor.
- Win Win
Kahramanları eski İstanbul kişileri. Tutkulu, özel zevk sahibi, bir atlasın ekseninde anlatılan bir yaşam. Tiplerini, kahramanlarını okurken insan tutkularının da haritasını buluyorsunuz. Belki de atlasta hepsi var.
- Burgazada
Öykü şöyle başlıyor:
“Sait Faik Abasıyanık hayatta olsaydı ve Asım adında bir yazarın Burgazada’ya yolcu taşıyan her motora ‘Medarı Maişet’ adını taktığını duysaydı ne derdi kim bilir?”
- Öyküde Jean Paul Sartre, Pablo Neruda’dan da esintiler var. Adanın çağrışım zenginliğini fark edeceksiniz. Burgazada’ya vardığınızda bir ses kulaklarınızda yankılanacak:
“Burgazada son durak, motorda kimse kalmasın.”
- Pembe Kısrak
- Ümmühan ile Osman
- Öykünün Öyküsü
Hepimizin yaşamından bir kesit.
DERGİLERDEN
- Varlık
- Ağustos
İletişim Dili Olarak Sanat
Canan Arslan
Selçuk Artut
Mesrure Melis
Bilgin Kohen
Ayşegül Akaydın Aydın
Serkan Karatay
Turgay Kantürk Şiiri
Şeref Bilbel
Engin Fırat
Onur Köybaşı
Bilge Karasu’nun metninde söyleme dayatılan sınır.
Kentsel Tasarım ve Çevre Nasıl Anlatılır?
Kumru Arapgirlioğlu
Çevirmenin Sözü: Erman Gören
İki Katlı Şehrin Romancısı: İrfan Yalçın
Paylaş