Paylaş
BU kez Ürgüp'e bir jüri üyeliği için geldim.
Ürgüp Belediye Başkanı Bekir Ödemiş, Ürgüp'ü sanatla, kültürle bezemek istiyor. Bu yıl da bir karikatür yarışması düzenledi.
1. Ürgüp Karikatür Yarışması.
Birincilik, ikincilik ve üçüncülük ödüllerinden sonra bir de Semih Balcıoğlu Özel Ödülü konulmuş.
Jüri, Semih Balcıoğlu, Kamil Masaracı, Bekir Ödemiş ve benden oluşuyordu. Şakir Eczacıbaşı, hastalığından ötürü jüriye katılamamıştı.
Büyük şehirlerin, özellikle İstanbul'un dışında hayatın ritmi düşer.
Birden beyninizin ve ruhunuzun düşük ritmde çalıştığını hissedersiniz. Ben böyle bir ortamda huzur bulurum, dinlenirim. Ürgüp'te de bunu yaşadım.
Sanat, her şeyi ebedileştiriyor. Semih Balcıoğlu'nun ‘‘Kapadokya’’ kitabını okuyup seyretmeseydim, hiç kuşkusuz Ürgüp'e bu kadar bağlanamazdım.
Başkan Bekir Ödemiş, kültür turizminin yanı sıra burayı inanç turizminin de önemli bir yeri haline getirmiş.
Şimdi de TÜYAP'la konuşup bir kitap fuarı açmak istiyor. Böylece çevre şehirlilerinin de buraya geleceği kanısında.
Peribacaları'nın günün ve gecenin her saatindeki büyüleyici görünümünden, her mevsimde başka bir cazibeye büründüğünden söz edecek değilim.
ÜRGÜP'E gelip de Avanos'a uğramamak olmaz.
Çanak çömleğin başkentinde, her zaman yeni bir form, yeni bir renk sizi baştan çıkarabilir.
Seda Canlı'nın doğal, serinliğin bir şifa gibi geldiği atölyesinde fincanlara, çaydanlıklara bakıyorum.
Yanında Galip'in koleksiyonları. Bu kadar saç çeşidine dünyanın neresinde rastlayabilirsiniz, bilemem.
Her gelen turistin saçından bir tutam keserek, yanına da adını, adresini, telefon numarasını yazarak asıyor.
Her yıl aralarından birine kura isabet ediyor ve onu Türkiye'ye, Ürgüp'e çağırarak misafir ediyor.
Orada çalışanlardan birinin söylediğine göre, 300 bine yakın saç çeşidi varmış bu koleksiyonda.
Böylesine farklı bir koleksiyonun insanı şaşırtmaması mümkün değil.
Bu sıcak iklimde, ıssız caddelerde dolaşırken Behçet Necatigil'in ‘‘Panik’’ şiirinin dizelerini hatırlamaya çalışıyorum.
Peribacaları arasında Pan flütünü üflerken, herkes bu kovuklara kaçıp akşamı, gün batımını bekliyor.
Aynı benim gibi.
Eşekli Kütüphaneci'nin bulunduğu yer elbet insana okumayı, yazmayı çağrıştırır.
* * *
SICAK bir iklimdeki sıcak düşüncelerimi, duygularımı ilettim size.
Paylaş