RADİKAL’in manşetini (30 Mart 2005, Çarşamba) okudum ve ürperdim:
‘Isparta’da barbarlık’
Üst başlık daha da vahimdi:
‘Sütçüler Kaymakamı: Orhan Pamuk’un kitapları yok edilsin.’
Kaymakamın talimatını bir de benden okuyun:
‘Yazar olduğu iddia edilen Orhan Pamuk adlı azınlık ırkçısının kütüphane ve kitaplıklardaki kitapları ayıklanarak imha edilecektir. Konunun hassasiyetle takibini rica ederim.’
Benim adıma bir başkasının karar vermesini hep yadırgadım. Eğer tepki gerekirse, herkes birey olarak bunu gerçekleştirecek özgür iradeye sahiptir, diye düşünüyorum.
İlk olarak gazetenin tarihine baktım, acaba tek parti iktidarından kalma bir haber mi, yoksa sıkı yönetim zamanının sararmış bir gazete yaprağı mı, diye.
Isparta’nın Sütçüler Kaymakamı Mustafa Altınpınar’ın bu özgürlüğü hiçe sayan genelgesinin gönderildiği gün de Kütüphane Haftası’na rastlıyor. Yasak kitaplar için açık oturumlar, söyleşiler düzenlenir, yasak kelimesi ile kitap bir araya getirilmekten kurtarılırken, bir Cumhuriyet kaymakamının bu tavrına şaşırdım.
İnsanlar birçok yazarın fikirlerine, tezlerine muhalif olabilirler, karşı düşüncelerini savunma hakları vardır, kaymakam da bunu açıklayabilirdi ama eyleme dökmemesi gerekirdi.
* * *
BENİ daha çok ürperten, ilçedeki kamu kütüphane ve kitaplıklarında Orhan Pamuk’un kitaplarının bulunmaması.
İyi, çağdaş bir Türk romancısının eseri bir kütüphanede bulunmuyor.
Böylece kaymakamın emri de havada kalmış oldu, bence önce bir araştırılma yapılıp, her kütüphaneye bir Orhan Pamuk alınıp sonra da toplatılma kararı çıkarılması daha yakışık alırdı.
Bu tür olaylarda vali, İçişleri Bakanlığı önlem almalı, hatta bir genelge çıkarmalı.
Eğer bu tür uygulamaya taviz verilirse, her kaymakam sevmediği, düşüncesinin uyuşmadığı yazarları toplatır ki iş çığırından çıkar. Üstelik imha edilmesi sözü daha da korkunç. Bunları meydanlarda mı yakacaklardı?
O zaman insan Kavgam kitabının uygulama alanına geçmesi gibi bir kuşkuya düşer.
Neden kitap okumuyoruz, çocuklarımız neden kitap okumuyor, neden okuma alışkanlığımız eksik gibi beni bıktıran soruların cevabı bu kitap toplatma kararında yatıyor.
Okul kitaplıkları her askeri darbeden sonra yara aldı ve öğrencileri, çocukları okumadan uzaklaştırdı. Hele televizyonlarda el bombalarıyla, silahlarla birlikte teşhir edilince kitaptan korkuldu.