TÜYAP Kitap Fuarı, Beylikdüzü'ndeki yeni yerinde açıldı.İlk izlenimim şu: Yeni mekánlarını ne kitaplar yadırgadı, ne de okurlar. Sanırım, yüksek tavanlı bir yerde ikisi de rahat soluk aldılar.
Açılış günlerinin kendine özgü bir heyecanı vardır. Her başlangıçta duyduğumuz anlatılmaz, hoş bir tedirginliktir bu.
Okurlarım bilir. En rahat ettiğim yer, en rahat ettiğim konum, kitaplar arasında bulunduğum zamandır. Binlerce kişiyle aynı zamanda birbirinizi kırmadan, sertleşmeden dostluk kuracağınız kitaptan başka ne vardır!
Ödül kazanan üç dostum da, beni yazarlık anılarımın dünyasına çekti.
İlhan Berk, daha lise sıralarından okuduğum ve her dizesinde yarının şiirini hissettiğim bir şair.
Açış konuşmasını yaparken birden öğrencilik günlerimdeki bir şiirsel serüveni anımsadım. İlhan Berk, Paul Klee'de Uyanmak şiirinde, onun Admargine tablosunun adını geçiriyordu. Benim her yazımın daha iyi olması için emek yardımını esirgemeyen annem Fevziye Hızlan, Londra'dan bana Admargine'nin röprodüksiyonunu getirmişti. Belki de o gün, şiir ile resmin, şair ile ressamın bir estetik şölen için buluşma noktasını keşfetmiştim.
Turan Erol'un sanatçı yaratıcılığını her gün saatlerce seyrederim. Puslu kış günlerinde gazetedeki çalışma odamın karşısında onun bir Bodrum tablosu asılıdır. Batmayan bir güneş ve içimi aydınlatan bir beyazlık.
Ahmet Oktay, gerçekten de resmin bir sanatçının ve bir insanın hayatındaki görsel yerinin önemini hepimize anlatmıştır. O da artık türlerin yalnız başına yaşayamayacaklarını, şiir ile resmin birbirindeki izdüşümleriyle nasıl anlatılacağını göstermiştir.
* * *
ART-İST 2002 de bu yıl Beylikdüzü'nde açıldı. Kitap tutkunları artık görselliğin de dünyasına adım atacaklar.
Fuarı gezerken sanırım birkaç ana kitabı da edinmeniz gerekecek. Alpay Kabacalı'nın hazırladığı Şiirin Korkunç Çocuğu İlhan Berk kitabıyla, TÜYAP'ın ART-İST 2002'si ve genel fuar kataloğu sizin fuarı daha bilerek gezmenizi sağlayacaktır.
Bu yılki fuarın temasının ‘‘Buluşmalar’’ olduğunu daha önce okumuşsunuzdur. Sanat Fuarı'nı da gezerken, Nuri İyem'in çalışmalarına ve Eczacıbaşı'nın 60 Yılda 60 Sanatçı sergisine dikkat edin.
Ve dilerseniz iki ciltten oluşan Nuri İyem kitabıyla 60 Yılda 60 Sanatçı kataloğunu da alın.
Elbet, fuar üzerine daha yazacağım. Bu yazıyı da Gürel Aykal ve müzisyen arkadaşlarının prova odasından yazıyorum. Hemen noktalıyorum ki Gürel Aykal yönetimindeki Borusan Oda Orkestrası'nın çalacağı Vivaldi, Elgar ve Mozart'ın eserlerini dinlemeye gidiyorum.
* * *
BUGÜN yönünüzü Beylikdüzü'ne çevirin, yani kitaba ve sanata.