Paylaş
Teşvikiye’de Işık Galeri’de İnsan Halleri adlı bir sergi açmıştı. 6 Mart tarihinde sona eriyor. İnsan Halleri, ziyaretçilerde birçok çağrışım yaratıyor.
Aksoy’un daha önceki sergilerini gezenler, onu tanıyanlar, kısa, özlü ama işlevsel mesajın farkına varırlar.
Ona göre sanatçı, özellikle yaşadığı toplumdan, coğrafyadan, hatta dünyadan soyutlanarak yaşayan ve yaratan biri değildir.
Aksoy’la sanatın/sanatçının kimliği üzerine konuşurken, sohbet dönüp dolaşıp bir çalışmanın öncesindeki çabaya odaklanıyor.
O, bir heykelci olarak birçok bilgiyi, akımı süzgeçten geçiriyor. Bir prizmanın bütün ışıklarının yönlerini ayrı ayrı değerlendiriyor, birçok mercekten baktıktan sonra kendi merceğini saptıyor.
Bir sanatçının kişilik oluşumunun, özgün aşamaya varışının öyküsü olarak yorumlanabilir.
Sanatçının kişiliği ile yapıtı örtüşüyor. Onda bunun örneğini görüyorum.
Sergiyi gezerken, onun geniş düşünce dünyasının yapıta yansıyışını, güncelin kalıcılığa nasıl dönüştüğünü gözlemlemek de mümkün.
Hiç kuşkusuz o heykellerden birçoğu Şamanizm’den tasavvufa kadar geniş bir inanç yolunu, dünyaya bakışını gösterirken, bizim toplumsal yaşamımızdan da birçok izdüşümü içeriyor.
Cumartesi Anneleri, süren bir acının toplumda yarattığı travmanın, sanatçıdaki izini gösteriyor.
Orada mezar taşlarını görüyoruz. Mezar taşı, sessizliğinde bir acıyı çağrıştırıyor.
* *
MEHMET AKSOY, bizim insanımızın hallerini başka coğrafyalarda da sürdürüyor.
Sanırım buna Berlin’deki İş Göçü heykeli, yabancı bir ülkede, başka bir toplumda, başka bir kültürde, yaşam ve gelecek kaygısı içinde var olmaya çalışan insanları gösteriyor.
Kısacası var olmaya çalışan insanların halleri.
Kars’ta İnsanlık Âbidesi adında Kars Kalesi’nin karşısındaki tepeye bir heykel yapıyordu. Batı’nın ve Doğu’nun barış iradesini yükselten bir heykeldi. Onda
insanlık vicdanını temsil eden bir göz, bir gözyaşı vardı. Heykel yarım kaldı, siyasal gerekçelerle durduruldu.
Ben bunun yıkılacağını düşünmüyorum, açıkçası tamamlanacağına inanıyorum.
Türkiye İş Bankası Kuleleri ile Sabancı Kuleleri arasındaki yeşil alana da bir heykel yapıyor Aksoy, çalışmaya çoktan başladı. Bu yıl içinde bitirmeyi düşünüyor.
Söz heykellere gelmişken ardı ardına ekliyor Aksoy:
“16-17 metre yüksekliğinde bir heykel olacak bu. Kuleler, o binalar bunca zamandır Türkiye’nin savaşmadığını simgeliyor. Savaşın zaferinden vazgeçelim, barışın zaferini yaşayalım.
İstanbul Teknik Üniversitesi’ndeki Mustafa İnan Kütüphanesi’nin önüne Hezarfen Ahmet Çelebi’nin heykelini bitirmek üzereyim, umarım mayıs ayında da o açılacak.
Evin Sanat Galerisi’nde açılacak Yılan Hikâyeleri adlı bir sergiye hazırlanıyorum son günlerde.”
* * *
HİÇ kuşkusuz konuşmamız bitmedi, yenilikler, akımlar, malzeme ile sanatçının yapıtı arasındaki ilişkiler konusunu da konuşacağız.
Paylaş