LEIPZIG KİTAP FUARI’yla ilgili yazım üzerine, Almanya’da yaşayan Türk okurlarımdan e.postalar aldım.
Yazımdaki bir nota takılmışlar.
Leipzig’deki tanıtma masasında tanıtma kitapçıklarının, bazı yazarların İngilizce çeviri kitaplarının bulunduğundan söz etmiştim.
Almanya’da yaşayan ya da o fuarı bilen okurlarım şu notu ilettiler:
"Frankfurt Kitap Fuarı’nı gezecek çoğunluk, Almanlar. Tanıtma kitapçıklarının da öncelikle Almanca olması gerekir. Ancak fuara gelenlerin bir bölümü İngilizce kaynaklardan yararlanabilirler."
Fuara giden yetkililerden bu konuda bilgi aldım: Almanca tanıtma kitapçıkları Leipzig’e götürülmüş, çabuk tükenmiş.
Yayınevlerinin, TEDA projesi kapsamında yayımlanacakların da, sanırım, Fuar’a gidecek kitaplar için Almanca çevirileri öne alması gerekiyor. Çünkü başka yabancı dillere çevrilenlerde, Frankfurt Kitap Fuarı için dikkat edilmesi gereken husus; başka dillerdeki kitapların, Alman okurları için bir önceliğinin olmayacağı, sadece bizim standımızda sergilenecek olması.
* * *
FRANKFURT Kitap Fuarı için yapılacak etkinliklerin, düzenlenecek panellerin, sempozyumların koordinasyonuna dikkat etmek gerekiyor.
Yazar örgütleri, oradaki başka örgütlerle ayrı ayrı anlaşmalar yapıp bir Türk edebiyatı çıkarması düzenlerlerse, o zaman program ortak komitenin yaptığı çalışmalarla çatışabilir; aynı günde hatta aynı saatte aynı yazarın konuşması iki yerde birden ilán edilebilir .
Ben, diğer örgütlerin de komite ile temas etmesini, özellikle zamanlama konusunda bir mutabakat sağlanmasını bekliyorum.
Yayınevlerinin kendi çabalarıyla çevirecekleri kitapların da, hem kendi yazarını hem Türk edebiyatını tanıtacak nitelikte olmasını öneriyorum.
Bilinen, söylenen bazı gerçekleri yinelemekte yarar var:
Fuarın süresi kısıtlı, burada bazı şeyler için bir başlangıç yapılabilir ama bir yıl boyunca gerek Frankfurt’ta gerek Almanya’nın diğer kentlerinde etkinlikler sürmeli.
Ama ne olursa olsun en sürekli, iz bırakacak etkinlik, Almanca’ya çevrilen kitaplardır, düzenlenecek sergilerdir.
Diğer görsellikler sunulur, beğenilir ama unutulur.
Yayınevlerinin de, düzenleme komitesinin de bu kalıcı gerçeği unutmaması gerek.
* * *
EKİME kadar gerçekten yoğun bir çalışma yapmak gerekiyor. Sadece komite için geçerli değil bu uyarım, kitapla, sanatla ilgili herkes için.