Paylaş
Bugün Prag'da yerel saatle 18.00'de Forum 2000'in açılış seremonisi yapılacak.
Çeşitli alanlardaki dünyaca ünlü kişiler, değişik meseleleri tartışacaklar, görüş alış-verişinde bulunacaklar.
Vaclav Havel'in girişimiyle gerçekleşen, Kültürel Davos diye de nitelendirilen ve üç gün sürecek (4-5-6 Eylül) bu sempozyuma katılan adlardan bir bölümünü sıralarsak, önemi konusunda yeterli bilgiyi vermiş oluruz.
Dalai Lama, Prens El Hassan bin Talal, H.Schmidt, S.Peres, F. de Klerk, R. von Weizsacker, F. Capra, Elie Wiesel, Jostein Gaarder gibi siyaset ve kültür dünyasından zirve adlar, Forum 2000'de yüzyıl değiştiren dünyanın durumunu gündeme getirecekler.
Konu başlıkları; bize miras kalan dünya, bugünkü dünyamız, politik ve sosyo-ekonomik uyumlar ve uyumsuzluklar.
Toplantının en önemli teması ‘‘Gelecek İçin Ümitler'' adını taşıyor.
Kısaca aydınların sorumlulukları tartışılacak.
Önemli işler yapmış, önemli kitaplar yazmış, önemli mevkilerde bulunmuş, dünya politika ve düşünce yaşamının bu doruklarının söyledikleri, ileri sürdükleri fikirler elbette dünyada yankılanacak.
Aydınların, düşünen insanların rutin konulara bile tazelik getireceğinden kuşkum yok.
***
On beş kişinin bir araya gelerek oluşturduğu Kültür Girişimi de böyle bir önem taşıyor.
Ülkemizde kültürel barışı sağlamadan, kültür dünyasının değerlerinin varlığı konusunda bir aydın uzlaşmasına varmadan, diğer sorunlarımızı çözeceğimize inanmıyorum.
Kültür Girişimi'ndeki adları görenler, bildiriyi inceleyenler, bu insanların bir araya gelmesinin içerdiği mesajı farketmişlerdir.
Türkiye çoğulcu bir kültür ortamıdır, geçmişten bugüne gelen bütün güzellikler bizimdir, yeter ki ona sahip çıkalım, ülkemizdekilere ve dünyadakilere bunun önemini anlatabilelim.
Kültür Girişimi'nin bütün amacı budur. On beş kişi de, farklı, hatta zıt düşünceleri savunabilirler, somut bir konuda bile görüş ayrılıkları olabilir.
Biz bu farklı kültürel zenginliklerimizi farklı görüşlerin insanlarıyla bağdaştırırsak, gerçekten Türk kültürünün sınırların dışına açılmasında da büyük bir görevi üstlenmiş oluruz.
Türkiye'de şimdiye kadar görülen en kötü olay, tepkisizlikti. Özellikle iktidarlardan gelen kültüre müdahalelere, kültürü önemsemeyen tavırlara tepkisini göstermek Kültür Girişimi grubunun işlevleri arasındadır.
Kültür Girişimi'nin altının çizilmesi gereken yanı da, bir partiye, bir doktrine bağlı olmaması, yani bağımsızlığıdır.
Son bildirisi, ‘‘Kültüre gerekli kaynaklar sağlanmalıdır'' başlığını taşıyor. Burada kültüre ayrılan bütçenin azlığını gündeme getiriyor.
Gerçekten de devlet ve özel teşebbüs bir araya gelip kültüre yatırım yapmazlarsa, Türkiye'nin bir çok meselesi havada kalacaktır.
***
Forum 2000 ve Kültür Girişimi, dünyada kültürünün grafiğinin kimlerle ve nasıl yükseldiğini gstermesi açısından iki örnek.
Paylaş