25. TÜYAP Kitap Fuarı, bugün dost eksikliklerinin hüznüyle kapılarını kapatıyor.
Fuarda gezerken bir köşeden çıkacaklarını sanıyorum.
Altın Kitaplar’da Dr.Turhan Bozkurt’u görmeye alıştım, geçmişten anımsamalarla bir söyleşide, ömrümüzün bir bölümünün karelerini gözümüzün önünden geçirirdik, Can Yayınları’nın standında Erdal Öz’e uğrayıp onunla yarım asırlık dostluktan kesitlere gülüşürdük. Erdal bütün fuarların en güzel gülen dost yüzüydü.
Semih Balcıoğlu ile Emel Balcıoğlu, yazı yaşamımın 50. yılında benim yanımdaydılar.
Başlangıçların sevincini olağan karşılarım da, bitişlerin hüznü bende iz bırakır.
Ustaların ustalıklarını pekiştirmesi, ilk kitapların sevinci ve umudu, okur ilgisi beklentisi.
Fuarın vesile olduğu buluşmalar, uzak illerden gelen dostlarla giderilen hasret.
Yayıncıların kitap seçimindeki isabet sınavı sonuçlarının belli olduğu yer, fuar.
Açıkça söylenmese de imzalanan kitapların kulaklara fısıldanan rakamları. Bir tür gizli, tatlı yazar rekabeti.
Kim bilir belki de, eski yıllarda kahvehanelerde oluşan sanat ve edebiyat ortamı, kısa süreliğine de olsa fuarda oluşturuluyor.
FUARLARIN unutulmazları, verilen ödüllerdir.
Bu yıl Dünya Kitap Dergisi’nin ödül töreni yapıldı.
Cevdet Kudret Edebiyat Ödülü belli oldu, araştırma, eleştiri, deneme, edebiyat tarihi alanında tanınmış, önemli bir adın anısına ödül almak, alanı sevindirir.
Haldun Taner Öykü Ödülü’nü kazanan da belli oldu, o da bir ustanın adını taşıyan ödülle sevincin ve edebiyatın aralık kapısını açtı.
Pazar yerlerini çok severim ben. Pazarcıların göçmen kuş gibi her gün bir başka yerde tezgáh açmalarını düşünürüm, sabahla akşam arasındaki o zaman diliminde yaşadıklarını, her semtin insanının ayrı özelliklerini; ne güzel öyküler çıkar bu izlenimlerden. Hatta romanlar kurulur.
Bugün de standlar sökülecek, ardından en güzel hangi stand idi sorularına yanıt aranacak.
Tatlı, beyaz yalanlar söylenecek, içten gelen ya da zorunlu iltifatlar edilecek.
Ama gene de edebiyatın, kitabın birleştirici gücü konusunda, evet denecek.
* * *
DİLERİM gelecek yıl eksiksiz buluşmalara tanık olalım.
Eski dostlarımızı güzel gülüşlerinin donup kaldığı fotoğraf karelerinde değil, hemen yanıbaşımızda bulalım.