Paylaş
Gerek yurtdışındaki öğretim üyeliği, gerek yetiştirdiği öğrenciler, onun ömrünü edebiyata adadığını ispatlıyor.
Bilkent Üniversitesi’nde Türk Edebiyatı Bölümü’nü kurmak için İhsan Doğramacı tarafından Amerika’dan çağrılmıştı. Halman kuralları yıkacak şekilde, bölüme Türk Edebiyatı adını verdi, dil kelimesi kullanılmamıştı. Bölüm başkanıydı, İnsani Bilimler ve Edebiyat Fakültesi Dekanlığı görevini de yürütüyordu.
Üniversitede önemli edebiyatçılarımız için günler, sempozyumlar düzenledi, anma günleri yaptı, edebiyat bilimini dört duvar arasından dışarıya açanlar arasındaydı.
Birçok kurulda birlikte çalıştık, o kurullardaki amaç Türk edebiyatının dışarıda bilinmesi, okunması idi.
TEDA kurulundaki çalışmalar sayesinde bugün birçok Türk edebiyatçısının kitabı yabancı dillere çevrildi.
Ümit Harmanı adlı şiirler toplamı yayımlandığında yazımda bazı rakamlar vermiştim, sanırım onun edebiyat dolu, verimli yaşamının sayısal özetidir.
“Neredeyse 75 yıldır şiir yazıyor, 70’i aşkın yıl şiir çevirdi, İngilizce ve Türkçe 80’e yakın kitabı yayımlandı. Beş bin kadar yazısı yayımlandı.”
Bu rakamları saptadığım tarihten sonra, Halman, sürekli çalıştığı, ürettiği için bu sayıların daha da arttığını belirtmek gerek... Yani ömrünü edebiyata vakfetmiş bir insandı Halman.
Şiirinde eski ustaların rüzgârına Batı’nın esintisini katarak, yeni bir biçim oluşturdu. Türk şiiri ve Batı şiirini bilince, yenilikleri nasıl sağlam bir temele oturtmanın mümkün olduğunu gösterdi.
70 yaşına bastığında, hakkında dostlarının ve yazarların düşüncelerini içeren bir kitap yayınlanmış, özel de bir gece düzenlenmişti.
İnsan yaşamındaki unutulmaz acıların başında gelen evlat acısını o gün, oğlu Sait’in ölümünü anımsamış ve ağlamıştı. Keyifli bir gecenin içten bir anıydı. Halman’ın içtenliğinin ispatı.
***
SHAKESPEARE, lise yıllarından beri hayran olduğu, hep çeviri denemeleri yaptığı, belleğinde dizelerini taşıdığı, en büyük ustaların liste başıydı.
Bu uğurda, Bilkent Üniversitesi öğretim üyeliğine bir yıl ara verdi, bir yıl sadece bir uğraşa adadı zamanını, Shakespeare’in bütün şiirlerini Türkçeye çevirdi, kitap tutkunun simgesiydi, başlığı şuydu: “Aşk ve Anlatı Şiirleri”. Baştaki ithafı okumanızı isterim:
“İki dünyanın insanları olan / çocuklarıma ve torunlarıma armağan /Hür Talât / Defne / Sait / Will / Olivia / Melissa.”
O kitapla ilgili yazımın başlığı şöyleymiş:
“Sabrın sonu 3945 dize.”
Televizyondaki konuşmasında, Shakespeare tutkusunun çok önceki yıllarda başladığını söylemişti.
Robert Kolej’i bitirdiği 1951’de üç ay boyunca Macbeth’i çevirmiş.
Halman’ın belirttiğine göre, 16. yüzyılın sonlarında İngiltere, şairliğe tiyatro yazarlığından daha fazla değer veriyormuş.
Yetiştirdiği öğrencilerinin arasından genç eleştirmenler yetişti, onlar Türk edebiyatına yeni, taze bakış açısı getiren çalışmalar yaptılar. Çoğunun çalışmalarını okudum, okuyacağız
***
DOSTUM Talat Sait Halman da artık kitaplarda ve anılarda yaşayacak.
Paylaş