×
Dört bin kişiyle birlikte tenor Carreras’ı dinledim
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
MASLAK’taki İstanbul Arena’ya cuma akşamı gelenler, unutamayacakları bir müzik şöleni yaşadılar.
Üç tenordan biri olan (diğer ikisi Placido Domingo - Luciano Pavarotti) Jose Carreras’ı (1946) dinlediler.
Soprano Sabina Puertolas da seçkin operalardan aryaları seslendirdi.
Açıkhavada her seslendirmeden sonra, dört bin kişinin bravo sesleri yankılandı.
Türk dinleyicisi, Jose Carreras’ı seviyor. Daha önceki konserlerinde de, tenor karşısında büyük bir dinleyici kitlesini bulmuştu.
Büyük tenora, başarılı biçimde David Gimenez yönetiminde, İDSO (İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası) eşlik etti.
Popüler parçalarla, aryalarla güzel bir gece geçirdik.
Konser, İstanbul Arena’nın düzenlediği 100 Gece-100 Eğlence etkinliklerinin açılış konseriydi.
Dağıtılan kitapçıkta belirtildiği üzere, Carreras sesinin güzelliğini, ilk kez Liceo Barcelona’da İspanyol piyanist ve şef piyanist Jose Iturbi (1895-1980) eşliğinde verdiği konserde ispatlamış.
Sinema meraklıları, Iturbi’yi filmlerinden anımsayacaklardır.
Bir kare hálá belleğimde.
Iturbi, konser salonunun önünde motosikletinden iniyor, içeri giriyor.
MÜZİK tutkunları, Carreras’ın doldurduğu CD’leri elbette dinlemiştir.
Ben diskoteğimde bulunan birkaçından söz edeyim.
Üç Tenor’da en sevdiğim icrası Giuseppe Verdi’nin Don Carlos’undan, Puccini’nin Turandot’undan aryaları yeniden dinlemek ihtiyacı duydum.
Leonard Bernstein’in Batı Yakasının Hikáyesi’nde (West Side Story) Tony’yi söylemişti.
Bestecisi Ariel Ramirez’in yönetiminde, Jose Carreras’ın doldurduğu Misa Criolla’yı da severim.
Carreras’ın doğal sesi, bana hem sıradan hem olağanüstü gelir.
Lösemi geçirdikten sonra Lösemi ile Savaş Vakfı’nı kurdu.
Sanatçıların, sanat yaşamının ateşleyicisi bir olay, bir kişi vardır.
Otobiyografi kitabı Singing from the Soul’da 6 yaşındayken Mario Lanza’nın başrolde olduğu Büyük Caruso filmini seyrettiği, filmin müziğinin onu büyülediği belirtiliyor. O günden sonra, ailesi onun art arda La Donna e Mobile şarkısını söylediğini fark eder.
* * *
ALTI yaşında şarkı söylemeye başlayan, on bir yaşında sahneye çıkan bir sanatçının, kariyerinin bu kadar parlak olması normal değil mi?
Soprano Sabina Puertolas da seçkin operalardan aryaları seslendirdi.
Açıkhavada her seslendirmeden sonra, dört bin kişinin bravo sesleri yankılandı.
Türk dinleyicisi, Jose Carreras’ı seviyor. Daha önceki konserlerinde de, tenor karşısında büyük bir dinleyici kitlesini bulmuştu.
Büyük tenora, başarılı biçimde David Gimenez yönetiminde, İDSO (İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası) eşlik etti.
Popüler parçalarla, aryalarla güzel bir gece geçirdik.
Konser, İstanbul Arena’nın düzenlediği 100 Gece-100 Eğlence etkinliklerinin açılış konseriydi.
Dağıtılan kitapçıkta belirtildiği üzere, Carreras sesinin güzelliğini, ilk kez Liceo Barcelona’da İspanyol piyanist ve şef piyanist Jose Iturbi (1895-1980) eşliğinde verdiği konserde ispatlamış.
Sinema meraklıları, Iturbi’yi filmlerinden anımsayacaklardır.
Bir kare hálá belleğimde.
Iturbi, konser salonunun önünde motosikletinden iniyor, içeri giriyor.
MÜZİK tutkunları, Carreras’ın doldurduğu CD’leri elbette dinlemiştir.
Ben diskoteğimde bulunan birkaçından söz edeyim.
Üç Tenor’da en sevdiğim icrası Giuseppe Verdi’nin Don Carlos’undan, Puccini’nin Turandot’undan aryaları yeniden dinlemek ihtiyacı duydum.
Leonard Bernstein’in Batı Yakasının Hikáyesi’nde (West Side Story) Tony’yi söylemişti.
Bestecisi Ariel Ramirez’in yönetiminde, Jose Carreras’ın doldurduğu Misa Criolla’yı da severim.
Carreras’ın doğal sesi, bana hem sıradan hem olağanüstü gelir.
Lösemi geçirdikten sonra Lösemi ile Savaş Vakfı’nı kurdu.
Sanatçıların, sanat yaşamının ateşleyicisi bir olay, bir kişi vardır.
Otobiyografi kitabı Singing from the Soul’da 6 yaşındayken Mario Lanza’nın başrolde olduğu Büyük Caruso filmini seyrettiği, filmin müziğinin onu büyülediği belirtiliyor. O günden sonra, ailesi onun art arda La Donna e Mobile şarkısını söylediğini fark eder.
* * *
ALTI yaşında şarkı söylemeye başlayan, on bir yaşında sahneye çıkan bir sanatçının, kariyerinin bu kadar parlak olması normal değil mi?
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
