Paylaş
Rekor kıran oyunu ‘Devr-i Süleyman’la başlayacağım onu yazmaya...
Modern tiyatro anlayışı ile bizim geleneksel tiyatronun lezzetini birleştirmiş, her katmandaki okurun seyir zevkinin kıvamını keşfetmişti.
Seyretmeye gelen dostlarına sahneden laf atıyordu, gittiğim gece bana da seslenmişti.
Aksaray’da bir tiyatro salonuydu.
Tiyatro tarihindeki başarısına bir örnek verelim. Bir günde üç seans oynuyorlardı.
Bizim kuşaktan birçok kişinin biyografisinde iki unsur mutlaka vardır:
Yargılanma ve sürgün.
Aydın bu ikisini de fazlasıyla yaşadı.
İyi, usta gazetecilerin önemli bir özelliği vardır, mizahı zekânın süzgecinden geçirdikten sonra kullanırlardı. Yalnız yazılarında değil, konuşmalarında da mizahı fark ederdiniz.
Gazeteciliğini de takip ettiğim dostlarımdandı. Kabalıktan uzak bir üslubu vardı.
Solda olanlarla solun dışında kalanlar da ondan yararlanırlardı. Çünkü yazılarında bilgi vardı. Ortam’daki yazılarını da hâlâ hatırlayanlar vardır. Günlük politikayı inancının eşliğinde okuru bilgilendirerek yazardı.
Genç kuşağın gazete yazıları için onun yazılarını okumalarını salık veririm.
Frankfurt Kitap Fuarı’na gittiğimde eşi Oya Baydar ile beni evlerinde ağırlamışlardı. Buraya döndüklerinde de kitap toplantılarında onunla konuşurdum.
Öldüğü günün gecesi hüzünlü bir yazısını okudum, aramızdan ayrılanları sevgiyle anıyordu. Tırmık, birçok gerçeğe dokunur, iyi bir okur ondan bir havai fişek çıkarırdı. Ortam’ın dergi boyutunda ben de kitapları yazardım.
Gazete yazıları çoğu kişi tarafından bir günlük ömrü olan yazılar olarak yorumlanırlar, oysa bir tarih onların ışığında yazılabilir.
Yurtdışında bir sürgün, bir yabancı ülkedeki saptamalarını ancak Aydın Engin gibi ustaca yazarsa iz bırakır. ‘Ben Frankfurt’ta Taksi Şoförüyken’i okuyan, Almanlara başka bir gözle bakacaktır.
İnternetin, teknolojinin çağımızdaki önemini ne kadar övsek azdır. Çünkü yazacak gazete bulamayan iyi yazarlar internetle okurlarına ulaşıyorlar. Siyasetçilerle ilgili tasvirleri, sadece bir gazetecinin değil, bir tiyatro yazarının ustalığını yansıtır.
Ölüm haberini aldığımda Diyarbakır’da çekilmiş bir fotoğrafa baktım.
Diyarbakır’da açılan TÜYAP Kitap Fuarı’na gittiğimizde Hürriyet Treni önünde çekilmiş bir fotoğraf: Oya Baydar, Adnan Binyazar, Deniz Kavukçuoğlu...
Aramızdan ayrılan her dostumuzun kitaplarını anımsatmalıyız, okurları okumaya davet etmeliyiz.
Engin’in kitapları:
Ben Frankfurt’ta Taksi Şoförüyken
Tırmık’a Tırmık
Mehmet Aksoy Kitabı: Heykel Oburu
Homeros’un Rüyası - Edebiyatın Kapı Komşusu Röportaj
Solda Arayışlar - 1989 sonrası sol partilerin kül oluşu, Anka kuşu
Halit Kıvanç Kitabı - Bir Koltukta Kaç Karpuz
Tan Oral Kitabı - Kitabın Adı Budur
Tango’dan Taliban’a - Gezi Yazıları
*
OYA BAYDAR’a, Ekim Engin’e başsağlığı diliyorum. O da anılarımızda, kitaplarında yaşayacak.
Paylaş