Deklanşörün ucundaki hayatımız

Fotoğraf makinesinin deklanşörüne basınca, o an ebediyen kalır. Yazılar, birden küçük bir karede donup kalır. Zaten yazmaya da gerek yoktur.

Ünlü Alman yazar Heinrich Böll, Fotoğrafta Kadın da Var demişti, Duygu Asena da Kadının Adı Yok kitabını yazmıştı.

Anne Kızlarla Gelin- Kadınlık Töreleri kitabındaki fotoğraflara bakarken, dünya kadınlığının acılar ve mutluluklarla örülü tarihini fotoğraflardan okudum.

İçindekiler’e baktığımda bölümleme şöyle: Toplum, Aile, Kız kardeşlik, Birey.

Kitabın başında Nesilden Nesle yazısında Joanne B. Eicher, törelerin niteliği konusunda çoğumuzun katılacağı bir tespitte bulunuyor.

"Dünyanın dört bir yanında töreler hem erkekleri hem kadınları kapsar. Biz burada törelerde kadınların rolüne ve kadınlara özgü törelere odaklanıyoruz. Hem bildik hem alışılmadık örneklere göz atıyoruz ve değişmekte olan uygulamalara ışık tutuyoruz. Başka toplulukların törelerini okurken ve değerlendirirken, antropologların sadece başkalarının törelerini değil, kendi törelerimizi de egzotik bulduğunu hatırlatmak isteriz. Genellikle bizler kendi törelerimizi ’normal’ buluruz. Biz insanların tümü egzotiktir; ne de olsa hangi davranışın ya da hangi törenin egzotik olduğunu belirleyen şey karşı tarafın bakış açısıdır."

Lisa Ling, Yeni Töreler Oluşurken başlıklı yazısında; bütün dünyadaki töre kanavası üzerine ilgi çekici şeyler söylüyor: "Çoğu zaman kadın konularını işlemek üzere görevlendiriliyorum ve sadece dertlerini ve sorunlarını değil, bunlara göğüs gerip üstesinden gelmelerini de kayda geçiriyorum. Çalışmalarım bu tür öykülerle dolu ve kadınların karşılaştıkları durumlarla nasıl baş ettiklerini ve giderek yeni törelere dönüşen uygulamalarını izlemeye devam ediyorum."

Kadınların her aşaması bu kitaptaki yazılarda, fotoğraflarda kendini gösteriyor. Sözgelimi sosyeteye takdim baloları, benzeri kutlamalar bir kadının sosyal statü değiştirmeleri öz olarak her yerde aynıdır.

Bu kitaptaki töreleri gördüğümde, fotoğrafları okuduğumda, ülkelerde biçim değişikliklerinin altında daima aynı öz yatıyor.

İki tane çember dansı yapan kızlar. Biri Caiapo’da, diğeri Macaristan’da. Ama baktığımız zaman ikisinde de coşku var.

Sayfa arasında Ginger Rogers’ın bir sözü var: "Kadınlar erkeklerin yaptığı her şeyi yapmak zorundadır, fakat gerisin geriye ve yüksek topuklularla."

İhanete uğrayan, çoğu zaman kadındır. Japon kadını ne yapıyor bu durumda? Kendisini aldatan birini, belki de erkeğinin samandan yapılmış kuklasını bir türbeye çakarken görülüyor.

Sevinçlerin de fotoğrafları var, sevinçlerin, kutlamaların çeşidi olduğu gibi, acıları çekmenin de çeşitleri var.

*

Lisa Ling’in, Kökleri Geleneklerde Güller Ordusu başlıklı yazısı, savaşların yaşandığı coğrafyadaki kadınların bugününe ışık tutuyor: Son yıllarda dünyadaki farklı uluslarda, daha çok da kadınlar arasında şoke edici bir gelişme yaşanıyor; intihar bombacısı olarak şehitliğin yolunu aramak. Kadınlar, bu hayat veren insanlar, nasıl oluyor da can almaya yöneliyor?(...) Bazı Filistinliler, Tamil Kaplanları ve Iraklılar için özgürlük yolunda veya başka bir dava uğruna şehit düşmek, kahramanlığa erişmenin bir yolu oldu. Başkalarına göre ise, örneğin "Karadul" adı verilen Çeçen kadın intihar bombacılarının yaptığı gibi, şehitlik, Rusya ile on yılı aşkın bir süredir devam eden savaşta öldürülen kocalarının veya akrabalarının intikamını almaktır.

Bu konuları daha yakından incelemek üzere, intihar bombalamalarına çok aşina bir bölgeyi, İsrail’i ve İşgal Altındaki Topraklar’ı ziyaret ettim. Filistin Ulusal Yönetimi’nin o zamanki başkanı Yaser Arafat, 27 Ocak 2002 tarihinde İsrail’e karşı silahlanmaları ve özgür bir Filistin uğruna savaşmaları için kadınlara bir çağrı yapmıştı. Erkekler ve kadınlar arasında tam bir eşitlik vaat ediyordu. "Kadınlar sadece ulusun dölyatağı değildir" diyordu. "Sizler İsrail tanklarını mahvedecek ’Güller Ordusu’nun askerlerisiniz."

26 yaşında Filistinli bir kadın bu çağrıya bir patlamayla yanıt verdi. O gün Vefa İdris kendini havaya uçuran ilk kadın oluyordu.

*

Afganistan’da çekilmiş, eşsiz bir fotoğraf. Üstü örtülmüş bir otomobil ve hiçbir yeri görünmeyen bir kadın fotoğrafı. İkisi yan yana.

Evlenmek nedir? Kızlar ne hisseder? Ana baba ne hisseder? Belki de bu kitaptaki fotoğraflar simgesel biçimde onların duygularını yansıtıyor.

Duygusal anlarla birlikte, evliliklerde drahoma gibi para meselelerine de değiniliyor.

Analığını, anneanneliğin, kız kardeşliğin yazıları olduğu gibi fotoğrafları da, bu kavramlar üzerine yazınsal ve görsel düşünmemizi sağlıyor.

Balerin fotoğraflarının estetiğine dikkat ediniz.

Kadınlık Töreleri, içindeki yazılarla, eşsiz fotoğraflarıyla yalnız bu kavram değil, kadının dünyadaki yeri üzerine yeniden düşündürüyor. Bilinçlendiriyor.

NASIL YAŞIYORUZ NASIL YAŞIYORLAR

Öbür Yanım’da Anadolu coğrafyasının insan serüvenlerini ve fotoğraflarını görüyorsunuz.

Fotoğrafları, fotoğraf sanatçıları Bennu Gerede, Merih Akoğul, Sıtkı Kösemen, Tahsin Aydoğmuş ve Yeşim Ustaoğlu çekmiş. Metinleri de başarılı öykülerinden ve romanından tanıdığımız Sema Kaygusuz kaleme almış.

Çeşitlilik, farklılık bu fotoğraflarda karşımıza çıkıyor.

Kına yakmadan çeyiz sermeye, damat kınasından Musevi düğünlerine uzanan bir Türkiye gezisi.

Sevinçle keder Hahalama’nın son iki dizesinde belirir: "Hahalamanın özünde, yaşamın anlamı, keder ile sevincin farkındalığından doğar."

İnanç haritasının en can alıcı fotoğraflarını bu albümde görebilirsiniz. Hem yörelere, inançlara göre farklılık hem de benzerlikler bir arada karşımıza çıkıyor. Hani hep sözünü ettiğimiz mozaiğin albümü bu aslında.

Dualar, sünnet, düğünler. Bu ülkenin renklerinin güzelliğini iletiyor bize.

Manastırda dua eden Süryani de, evin bütün işlerini yapıp Kur’an-ı Kerim okuyup hatim indiren kız da, bu topraklar da bu kitapta.

İnsanoğlu bazen teselliyi ararken büyülerden bile medet ummuş.

Öbür Yanım, bir açıdan kültür tarihi, bir açıdan inançlar coğrafyasının tutanağı, diğer açıdan insanın özüne dair her şeyi içeren bir rehber.

Fotoğraf burada da, yazıyla birlikte çok şey söylüyor.

DOĞAN HIZLAN’IN SEÇTİKLERİ

Seyhan ErözçelikVáridik, YoğidikSimurg

Tuna KöprülüKültür Başkenti İstanbulİBB Kültür A.Ş. Yayınları

V. van der MeerAda KonuklarıGri Yayınları

G.K. ChestertonBay PerşembeMerkez Kitaplar

Alişan BirlikGladyatöre Dikkat(kendi yayını)
Yazarın Tüm Yazıları