Doğan Hızlan: Damak tadı da bir kimliktir

Doğan HIZLAN
Haberin Devamı

Benim yaşadıklarımı okurken, mizah kitabından bir pasaj aktardığımı sanmayın. Hepsi de gerçektir ve abartma yoktur.

Geçenlerde Taksim'de bir cafe'ye uğradım, karnım ağrıyordu, beyaz peynir istedim.

Garsonun konuşması kısa ve kesindi: Biz ayrı beyaz peynir vermiyoruz, salatanın üstüne koyuyoruz.

Pilav yiyebilir miyim, sorusunun cevabı da menfiydi: Onu da ancak garnitür olarak verebiliriz.

Somonlu salatanın bulunduğu yerde bu istekler sahiden biraz garipti. Hele Taksim'in göbeğinde çoban salatasının adını ağzıma almadım.

Damak tadındaki modernleşmeyi, herkesin anlaması, algılaması mümkün değildir varsayımından yola çıkıp çay içmekle yetindim.

Hürriyet Pazar'da bugün Latif Demirci'nin Press Bey köşesindeki bir karedeki karikatürü seyredin ve sözleri mutlaka okuyun, ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız.

'Evveet sayın abim tavşan kanı margaux chateau geldiie...Yenge kave senin miydi, sütsüz nes?..'

***

Nişantaşı'na uzandım, Fransız cafe'leri zincirinin Türkiye'deki halkası iddiasındaki bir başka mekána gidip oturdum.

Tavukçu muamelesinden alınabilirler korkusuyla pilavın adını anmadım. Beyaz peynir istedim.

Bizde ancak kaşar ve emmental peyniri vardır, dediler.

Herhalde bu zincirde Fransız peynirleri, kruasan bulunur diye ummuştum ki, yanılmışım.

Senteze merakımızdan olsa gerek, Türk-Fransız mutfağı sentezi diye düşünüp, kafama takmadım.

***

Yeme içme kültürümüz konusunda çeşitlemeler yaparken, bizim yemek yazarlarımıza da biraz sitem edeceğim.

Şarabın çeşidi üzerine bilgileriyle yarışırken, rakıyla ilgilenmediklerini hatırladım.

Yeni Rakı, Altınbaş, Kulüp rakısı arasındaki lezzet farkları, aromaları ve rakı mezeleri üzerine yazmıyorlar.

Okuduğum bir kitaba göre yeryüzünde 1500 çeşit peynir varmış, Artun Ünsal'ın Süt Uyuyunca kitabında Türk peynirlerinin lezzetini yeniden keşfettim.

Hayatlarımızdaki ikiyüzlülük bizi rahatsız etmiyor, çünkü değişimde bukalemunu kıskandırıyoruz.

İstanbul'un modern bir semtine taşındığımda ithal sarmısak tozuna rastlamış, zeytinyağı bulamamıştım.

Fransız cafe'siyse Fransız mutfağının bütün özelliklerini, peynirlerini burada görmek istiyorum. Yarım yamalak işler beni rahatsız eder.

***

ŞİMDİ günah çıkarmanın zamanı geldi.

Artık böyle yerlere giderken protesto makamında sağ elime bol soğanlı lahmacun, sol elime dürüm alıp onları yiyeceğim.



Yazarın Tüm Yazıları